Yürüyorum bilmeden,
Şehrin belki de en tenha bulvarında,
Kaldırımların lekeli kısımlarına basmamaya özen gösterip,
Aklımda cevapsız soruların kargaşası…
Kırmızı rujlu, rimelleri hafif akmış bir kadın hayali gözlerimin önünde,
Bir şişe şarabı paylaşmak isteyen benimle,
Sevdiğim kadınların tümünden farklı,
Ne teni diğerleri gibi ne de bakışı gözlerinin.
Ne ayık dokunmak istediğim bedeni ne de sarhoş beni isteyecek kadar…
Elini tutsam koşacak kadar sıcak bana,
Öpmek istesem bırakıp kaçacak kadar ürkek benden…
Buğulu hava, kestiremiyorum saç rengini tam,
Belki de çakır keyif yapan alkolden.
Bir ara bir devriye aracı geçiyor yanımdan siren sesiyle irkiliyorum.
Ortalık sessizleşince tekrar dalıyorum hayale!
Ne kırmızı rujlu kadın var ortalıkla ne de şarap şişesi…
Neyin sarhoşluğu bu diyorum kendi kendime?
Sarhoşluk değil, aslında ne olduğu da belli değil.
Belki de yüreğin yaşamak istediği iç sesi…
Kubilay^^