bin eşkiya bir atla doludizgin kör bela
bir can düşmüş sofraya
bin kurt’a ikram ola
söğüdün gölgesinde
kan çeşmesi akarken
bir avuç umarsızın
hevesi kursağında.

---------------elindeki kaşıkla
---------------sırasını bekliyor
---------------yudum yudum içilmez
---------------damarı demleniyor
---------------göz ve kulak işvesi
---------------duymazın utancında
---------------ölünür mü açlıktan
---------------rahmet ile doymuşken
---------------ölü bedende aş’ım
---------------kim bu çocuk ağlayan.
ayıbını yüzünde
peçesiyle saklayıp
dini dinden soğutup
iman kanı akıtan,
birileri doğarken
bir avuç kan damlamış
kan davası misali olayı anlamamış,
anan daha doğmamış
sen nasıl doğdun bilmem
dünyaanın sonu mu ki
nedir bu kin bu öfken
merdivende basamak
hem sen,hem de ben için
yaratılmışsın belli
boşta ki şeytan için.

geleceğin gençleri
birer birer düşerken
örümcek düşünceler
tuğla duvar örerken
geçmişimin ayıbı
penceremden kaçıyor
ayıbın en yenisi
zihinleri aşıyor
cennetten mekan vermiş
ya halife ya cambaz
ölmüşün toprağında fatihayı okumaz.
--------------yüksekokullu gençlik
--------------suretinden mimlenmiş
--------------eli satırlı gençlik
--------------arkadan itelenmiş.
tam beşyüzelli sultan
kurulmuş sarayına
ülkem içten yansada
onlar ayrı halayda.