2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1099
Okunma

Kuşbaz öksesinde ya hep, ya hiç diyemeyen dilim
Salla ağaçlarımı Z… söz düşüreceğim…
Kanımın kaynadığı semaverlerde demleniyor,
Sonu ilk ettiğim sevda
Artık ekmeğiyim helal sofraların
Geride bırakılmış lokmasıyım,
Yenilip yutulan
Dimyat’ta pirincim, şehrimde bulgur
Davul sesiyim hoş uzakların
Buz kesiği
Düş kabuğuyum
Yüzümü güldürdüğüm aynalarda
Kalpazan kalpler tebessümü
Geçer akçeleri meteliksiz,
Var edemediğim yokların
Beş duyumdan sakladığım defter-i kebir imde
Gelin çiçekleri kurutuyorum
İmbiğime sen/sizliği koydum Z…
Sen damıtıyorum
Ara yollarımda iç göçlerim,
Üzerine gölge düşmemiş yalnızlığım
Bağcığı düğüm beyhudeler
Ve loşluğum…
Mumla, eskittiğim hayatın ipliğini Z…
Yana yakıla
Mumunun kenarında pervaneleşsin semahım
Sen de dön Z…
Tutuşsun tül artlarımız
Yanalım…
Mor kıyıların,
Süt liman sandalıyım anlarında
Cenin kıpırtısıyım,
Dili damağı kurumuş yarınının
Hadi suyumuza gidelim
Dövmesin belkili kıyımı denizin
Vurmasın,
Bir karış suya tutunmuş kaldırımlarımıza
Sokul göz süzen sözcüklerime Z…
Ört karanlığımı
Güneş hep doğar…
Güneş hep doğar…
Suadiyeekimikibinondört
Demir Mutlugil
5.0
100% (4)