Bu gün günlerden salı,
izin günümdeyim.
saat 10.40
şimdi,
Tam Güre iskeledeyim,
masam kayalar,
örtüsü deniz,
pencere ise gök yüzü,
seyirdeyim,
kahvaltıda,
bira,
domates peynir acı biberli
sandviç ekmekteyim.
gözlerimde:
masa örtüsü yayılmış gibi
boylu boyunca uzanmış
deniz.
sonunda perdesiz pencere
gök yüzü,
denizle öpüştüğü birleştiği
yerde,
işte orada,
bulut kapısı.
hemen üstlerinde,
ister su üzerinden yürü
gir kapıdan,
ister gökyüzü merdivenlerinden
tırman,
ister,
öbek öbek hüzünleri,
ister,
tepe tepe kederleri,
istersen,
top top dert bulutlarını
yok et,
bulut tünellerinden yürü,
bulut köprülerinden geç,
var bulut kapısına,
gir içeri.
kapıdan geçmeden bir bak
geri,
sevgilin kalmış olabilir,
geç kalmış olursun kapıdan
geçtiğinde içeri,
çünkü:
artık yok geri dönüşü,
o zaman,
vuslatsız geçmiş olursun bulut
kapılarından,
geride kalmış olabilir ardına
bakmazsan,
geç kalmış olursun kapıdan geçtiğinde
ardına baktığın zaman,
çünkü,
iş işten geçmiştir,
çoktan geçmiş olur zaman.
ardına baktığın işte
o zaman,
senin
pişman olduğun zaman
keşke
işte o an.

----sevgilerimle..
--refik pelvan...