2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1338
Okunma

Öyle konuşmayın bilip, bilmeden;
Gözlerde her bakış vurun komutu…
Beni bugün, yarın terkedecekmiş;
Sırtımda duruyor hasret tabutu…
Bu sefer kurtulmam biraz zor gibi;
Söndükçe şahlandı yanan kor gibi;
Karşımda diklenen diktatör gibi;
Zamanı soruyor hasret tabutu…
Baharın yerine yazın yerine;
Neş’enin, umudun nazın yerine;
Muhabbet zamanı sazın yerine;
Kapıma vuruyor hasret tabutu…
Ne kaldı maziden ne kaldı elde;
Ne şarkı ne türkü ne gazel dilde;
Pusuya düşürüp kör kütük halde;
Dört koldan sarıyor hasret tabutu…
Bir değil beş değil yirmidört saat;
Küfre mecbur etti verdiği vaat;
Sabrımın sınırı kısaldı kat kat;
Gerdikçe geriyor hasret tabutu…
Oturdu gitmiyor gönül köşküne;
Muhtacım her gece diye meşkine;
Yerimi bilmesin Allahaşkına;
Hep beni arıyor hasret tabutu…
Ali ALTINLI – 13/09/2014
Saat: 17:55
5.0
100% (2)