6
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1941
Okunma

Geri dön ve özlemlerimi takip et
Aydın geceyi kovalayan ışıksız gündüz
Ardımda aşınmamış yarım bir yol
Bir şeyler hatırlayınca her seferinde
Yaşımı yanlış söyleten boşluklar köpürüyor
Çöldeki kullanılmamış bir bulutu andırıyor
Çarşılarda ve vicdanlarda bütün hesapları ödedim
Doygun bir bereketle çocuklar yüzüme gülümsüyor
Borçlanıyor bana mağrur kuşlar bile
Ama bir şeylerin eksikliğini yansıtır saatim
Pastayı bölüştürürken payımı
Bitek yürüsem benliğimi unutur gibi
Apaçıktır, bir şeyler çalındı benden
Ve gaddarlık o kadar ki masum olmalı zaman
Ama müfteri olarak göğe yaslanır köleler
Tenha bir gerçeklikten tanıyorum onları
Bir görev sanırlar bana acımayı
Belki de anlaşılmaz dilime hayıflanmalıyım
Ölüm ki uyduruk bir hüzünle çağrılıp
Hep güne uykuyla başlarken geliyor
Çürük gövdesini methediyorsa insanlar
Acemi parmak izlerimizden bellidir
Dönüşlü bir soygundan maktul olduğumuz
Ama nasıl oluyor diyor birisi
Kimse kendini ele vermiyor ölürken
Ona genç bir yol çiziyorum, parlıyor
Fakat susmalı gerçekle kanatınca umudunu
Yürüyemeyiz sis bahçelerinde
Asla iki bakıştan yoksun
Bir şeyler çalındı benden
Ölümün keskin hızıyla ve fark ettirmeden
Geç kaldım, mevsimler vagon gibi geçti
Bir ikindiyle halvet buldum kendimi
Sonra avuçlarım küçüldü uzanırken
Yemişlere ki artık yenilmişlerdi
Bir şeyler çalındı benden
Tabiri artık gereksiz bir düş gibi
Ömrümün ilk yarısı, son yarısını yiyiyordu
Haramî bir hüzünden emzirdi annem
Her akşam ekmekten daha kutsal diye babam
Azizleşen bir cücenin kıssasını getirirdi
Kavramamışken uzak diyarların gerçekliğini
Gökyüzüne hicapla bakmayı öğrendim
Bozuk bir lehçeyle konuştum neşeyle
Hayalimdeki saraylarda besledim güzel şeyleri
Durmadan çalınıyor benden
Yine de kimse çekinmesin ulu acılarımdan
Ne korku ne de isyan büyütür sesim
Sadece benimle beslenir artık
Sahip olamadığım,
Asla yitiremeyeceğim şeylerin öfkesi
5.0
100% (10)