Prangalı ellerim sevdana tutukluyum
Ben aşk mahkumu geziyorum çöllerde
Gözyaşımdan damlalar kumlara dökülürken
Buzlar gibi eridim döküldüm yüreğimden
Kan gülleri açarken bedenime dikenler batıyor

Yaralar kanar
Buruk hüzünler dizilmiş gölgelerde
Derin aşk içinde karanlığın hakimi
Ahenk ile dans eder kör gözlere
Masum sevdalar dize dize sıralanır
Büyür gölgeler yürüdükçe sokaklarda

Yangınlar ateşindedir
Dermansız kalır dizler tırmandıkça yokuşu
Uzanan el boşlukta kalır avuçlar terler
Çaresiz bakışlar deminde yorgun
İncedir su sızdırmaz gönül bağlıdır sevdasına
Ateş topu kor gezer sokaklarda

Işıksız sevdalar
Gölgeler sarar çoğalır etrafta
Göz kırpar sevdalar karanlıkta
Çığlıklar düşerken aşkın en hasına
Çıplak düşler ağlar hazin gölgelerde gizlenir
Sokak lambaları ay ışığında sönük kalır sensiz sevdalar