Şiirin hasını, yazarım dersin,
Yaz da okuyalım, sözde kalmasın…
Sakın ha; beni de, ağlatma dersin,
Bırak yaşlarını, gözde kalmasın…

Sevdamı biliyor, bil cümle âlem,
Yazdıysa şaşar mı, o levh-i kalem,
Selam’sa muradın, Aleyküm selam,
Allah kelamıdır, bizde kalmasın…

Sadakat olmalı, sevda da, erek,
Bir bakış yetmeli, söze ne gerek,
Bir kömür gözlüye, bağlıdır yürek,
Alânen söylerim, gizde kalmasın…

Sözü; fırınladım, öyle pişirdim,
Siyah saçlarıma, aklar düşürdüm,
Ele yâr olmuşsun, nasıl şaşırdım,
İkrar edeptendir, kozda kalmasın…

Feryadın niyedir, bir bilebilsem,
Neye yarar ki bu, ben mecnun olsam,
Öyle ki vaha’da, bir ömür kalsam,
Taşlaşan o yürek, buzda kalmasın…

Sevda aranır mı ?,viran bağlarda,
Gönül eğlenir mi ?, karlı dağlarda,
Vefalı sevda yok, bak bu çağlarda,
Geri ver güman’ım, sizde kalmasın…

Dor at yelesini, savururken yel,
Topuk döven saçın, kokluyorken el,
Mızrap dokundukça, nasıl inler tel,
Şu yürek bir ömür, közde kalmasın…

Mürekkep denizi, yazınca güzel,
Şu serin yaylalar, gezince güzel,
Masmavi bu sular, yüzünce güzel,
Güzellik bir anlık, pozda kalmasın…

Bana tutkun olan, bıkar mı ki, hiç,
Kendini, ve beni, yakar mı ki hiç,
Aşkımızı zora, sokar mı, ki hiç,
Sevda da hoşgörü, nazda kalmasın….

Yine sevda idi, şiir de, konu,
Elbette olacak, her aşkın sonu,
Lüzumsuz ne kadar, seversin onu,
Çook diyorsun amma, azda kalmasın…

SADIK DAĞDEVİREN
Aşık lüzumsuz