Kimin gücü yeter ki bu aşkı bitirmeye, Tutkum sana bir ömür sürecek biliyorum. Belki de ramak kaldı aklımı yitirmeye, Yüreğim aşktan hesap soracak biliyorum.
Bir gelip bin gitmeler, aklımı yordu gülüm, Yokluğun ecel imiş, vurdukça vurdu gülüm, Mektubunu açmadım, masamda durdu gülüm, Okudukça kalbimi kıracak biliyorum.
Gittiğin o yolların, bataklıktır bak sonu, Vicdanına kulak ver, yüreğin tanır onu, Gün gelip pişmanlığın yenilmez gururunu, Alnının ortasından vuracak biliyorum.
Oysa sen gençliğimin, ilk aşkı, ilk tutkusu, Yorgun düşmüş bir ömrün, daldığı yâr uykusu, Gözlerim yokluğunun verdiği bu kâbusu, Aldığım her nefeste görecek biliyorum.
Kimse bilmesin seni, gülüşün bende kalsın, Kollarında sarışın, öpüşün tende kalsın, İçimdeki ateşin günden güne çoğalsın, Külleri sana kadar varacak biliyorum.
Sensiz hayat anlamsız, huzur senin sesinde, Darmadağın olmuşum, dermanım nefesinde, Nice Kerem’i yakan aşıklar ülkesinde, Bu çaresiz bekleyiş, yoracak biliyorum.
Gece isyan edecek güneş hiç doğmayacak, Feryadım yükseldikçe göklere sığmayacak, Ve sevda ikimizden kaçarken köşe bucak, Kalbim birgün ‘’pes’’ deyip duracak biliyorum.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hece hece nakışlanmış nadide güzellikte bir sevda şiiri okudum.Dupduru, yalın bir anlatım.Teknik bakımdan da kafiyelerindeki seçkinliğiyle dikkat çekiciydi.Gönülden tebrik ederim.Selam ve saygılarımla yüreğinize.
Gece isyan edecek güneş hiç doğmayacak, Feryadım yükseldikçe göklere sığmayacak, Ve sevda ikimizden kaçarken köşe bucak, Kalbim bir gün ‘’pes’’ deyip duracak biliyorum.
Bugün yine bu sayfada mükemmel mısralar okudum bir çağlayandı yüreklere akan deli çaylar gibiydi muazzamdı kusursuzdu alkışlıyorum yazan yüreği saygılarımla
emniyet kemeri takılı, hız sınırlarına riayet eden güzel bir şiirdi.. bir de sevda kokuşlu şiirlerde yolu bozan kelimeler vardır, çukur gibi, hotlak gibi, keskin viraj gibidir o kelime ve kelime grupları tehlike meydana getirir..
bu şiirde ben üç tane saydım...
1- ramak kalmak 2- bataklık 3- pes demek
5 . kıta ile 6. kıtanın 3. ve 4. mısraları ikisi de ateş, yangın, kor temelli bu da diğer bir eleştirim. leb boyutunda kısaca değinirsek biri ateş ise diğeri su, biri su ise diğeri rüzgar gibi olmalı...
3. kıta ile 4. kıtanın mısra sonu sesleri de -u sesi ile bitmiş. iki kıtada ardı ardına gelen aynı sesler benim için yolu kayganlaştıran diğer bir husus..usta okuyucular buralarda takılmasa da..
ses- nefes- ülke.... bakarsan kafiye yok.. ve bileni de buraya geçer not vermez aslında...
sesinde nefesinde ülkesinde olarak redif ve ekler ile yapılan ses benzerliği ise geçer not vermem diyenlere bir şamar niteliğinde çok güzeldi..
geçen bir şiirinde ses ve nefes'in yanına prenses koyduğu hatırlıyorum....
kafiye şeması olarak kök ve gövde ve eklersek literatüre "ek kafiye" diye yrıca durulmalı şiirin üzerinde..
3 4 5 6 7. kıtalarda kendi arasında, ilk iki mısraları ekseri kök kafiye, 3. mısraları da ek kafiye örenekleriyle dolu diyebilirim aslında..
bu şiirdeki benim bercestem ise
Yorgun düşmüş bir ömrün, daldığı yâr uykusu,
"yâr uykusu"... mükemmeldi, hedefi on ikiden vurmuş ok gibi...
uyuyanların hem kaderi hem de dünyevi manada uyanması dileklerimle... kalemin zeval görmesin.
* Türkçe'de iki ünlü yan yana gelmediği için, ünlü ile biten bir sözcüğe, ünlü ile başlayan bir ek getirileceği zaman araya kaynaştırma harfleri(y,ş,s,n) getirilir.
the gugıl sağolsun:)))
takıldığımız yer s ve n sesi ise, ikisi de kaynaştırma harfiymiş...
biri kaynaştırma olup diğeri kaynaştırma olmasaydı dediğin olabilirdi... teknik olarak kurtarırdı yani...
sert sessizlerden p-ç-t-k ile bu ardıllamayı yapsaydık iki kıta sonu hayli sert olurdu okuyuş olarak...
şimdi ne kadar kıvırırsak kıvıralım kurtarmaz...:))
çünkü arabayla uzun bir tünele girdiğini düşün mesela bolu tünelinin 10 katı uzunluğunda bir tünel... bir süre sonra ne yolun pürüzsüzlüğü ne de arabanın konforu şoförü ve yolcuları tek düze zamana ayak uydurmaktan kurtarabilir. tek düzelik insan ruhunun en çetin düşmanıdır.
ibadetlerin çeşitli olmasındaki hikmet gibi şiirdeki seslerin de çeşitli olması her zaman tercih sebebidir...
istiklal marşında aynı ses ile biten kıta yok... sakarya destanın da ise bir adet var o da hemen belli ediyor kendini...
han duvarlarında dediğimiz var mı? bakalım..?
han duvarlarında da yok....
bu arada han duvarlarının kafiye örgüsü ile bu şiiri karşılaştırırsak Frauk Nafiz ÇAMLIBEL'e göre doğru yoldasın :)) bu şiirler arasında epey benzerlik var gibi geldi bana..
"Gitgide birer ayet gibi derinleştiler Yüzlerdeki çizgiler, gözlerdeki cizgiler... "
"Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla, Savrulmaya başladı karlar etrafımızda."
**********************
bu arada sende dert var ki şiir yazabiliyorsun...dert yazdırır insana, dertsiz insanın yazdıkları koymaz insana, çilesiz yazılan şiirler geri dönüşüme atsan bile tekrar faideli bir şey olarak dönmez.
Rabbim dertsiz bırakmasın seni, çekemeyeceğin yükü de yüklemesin üstüne inşaallah..
gevezelik ettim gibi hissettim kendimi:( hayırlı geceler.
''3. kıta ile 4. kıtanın mısra sonu sesleri de -u sesi ile bitmiş''
bu tür ses olayını yaklaşık 1 sene öncesi uyardığından beri dikkat ediyorm.Bunda düşündüm biraz yerini oynadım ama şiir akışına ters düştüğü için böyle bıraktım...
ses ahengide kulağı tırmalamıyor gibi şöyle bi seslendirme yaparak oku hak verin belki :) şöyle ele alalım...
sonu-onu-gururunu kalıp da alt kıtadaki yer de sana-bana-cana gibi -n- harfi destekli bitse dediğin şekil hiç hoş olmuyor...
burdaki -usu- _s_ harf destekli kurtarıyor gibi bu durumu...
Diğer ince ayrıntılar edebiyatçıların işi ben bildiğim kadar kafiye yazarım. eksiğini yanlışını da senin gibi görenler söylerse çalışır öğreniriz, daha iyi daha sağlam şiirler yazmaya çalışırız abi :)
Her zaman için dolu dolu ve öğretici yorumların oldu bana bu yüzden teşekkür ediyorum.. Saygılar
* Türkçe'de iki ünlü yan yana gelmediği için, ünlü ile biten bir sözcüğe, ünlü ile başlayan bir ek getirileceği zaman araya kaynaştırma harfleri(y,ş,s,n) getirilir.
the gugıl sağolsun:)))
takıldığımız yer s ve n sesi ise, ikisi de kaynaştırma harfiymiş...
biri kaynaştırma olup diğeri kaynaştırma olmasaydı dediğin olabilirdi... teknik olarak kurtarırdı yani...
sert sessizlerden p-ç-t-k ile bu ardıllamayı yapsaydık iki kıta sonu hayli sert olurdu okuyuş olarak...
şimdi ne kadar kıvırırsak kıvıralım kurtarmaz...:))
çünkü arabayla uzun bir tünele girdiğini düşün mesela bolu tünelinin 10 katı uzunluğunda bir tünel... bir süre sonra ne yolun pürüzsüzlüğü ne de arabanın konforu şoförü ve yolcuları tek düze zamana ayak uydurmaktan kurtarabilir. tek düzelik insan ruhunun en çetin düşmanıdır.
ibadetlerin çeşitli olmasındaki hikmet gibi şiirdeki seslerin de çeşitli olması her zaman tercih sebebidir...
istiklal marşında aynı ses ile biten kıta yok... sakarya destanın da ise bir adet var o da hemen belli ediyor kendini...
han duvarlarında dediğimiz var mı? bakalım..?
han duvarlarında da yok....
bu arada han duvarlarının kafiye örgüsü ile bu şiiri karşılaştırırsak Frauk Nafiz ÇAMLIBEL'e göre doğru yoldasın :)) bu şiirler arasında epey benzerlik var gibi geldi bana..
"Gitgide birer ayet gibi derinleştiler Yüzlerdeki çizgiler, gözlerdeki cizgiler... "
"Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla, Savrulmaya başladı karlar etrafımızda."
**********************
bu arada sende dert var ki şiir yazabiliyorsun...dert yazdırır insana, dertsiz insanın yazdıkları koymaz insana, çilesiz yazılan şiirler geri dönüşüme atsan bile tekrar faideli bir şey olarak dönmez.
Rabbim dertsiz bırakmasın seni, çekemeyeceğin yükü de yüklemesin üstüne inşaallah..
gevezelik ettim gibi hissettim kendimi:( hayırlı geceler.
''3. kıta ile 4. kıtanın mısra sonu sesleri de -u sesi ile bitmiş''
bu tür ses olayını yaklaşık 1 sene öncesi uyardığından beri dikkat ediyorm.Bunda düşündüm biraz yerini oynadım ama şiir akışına ters düştüğü için böyle bıraktım...
ses ahengide kulağı tırmalamıyor gibi şöyle bi seslendirme yaparak oku hak verin belki :) şöyle ele alalım...
sonu-onu-gururunu kalıp da alt kıtadaki yer de sana-bana-cana gibi -n- harfi destekli bitse dediğin şekil hiç hoş olmuyor...
burdaki -usu- _s_ harf destekli kurtarıyor gibi bu durumu...
Diğer ince ayrıntılar edebiyatçıların işi ben bildiğim kadar kafiye yazarım. eksiğini yanlışını da senin gibi görenler söylerse çalışır öğreniriz, daha iyi daha sağlam şiirler yazmaya çalışırız abi :)
Her zaman için dolu dolu ve öğretici yorumların oldu bana bu yüzden teşekkür ediyorum.. Saygılar
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.