Yaşamak
Henüz yedisine bile girmeden
Otuzuna kadar bir yarışsa
Ve bu yarışta
Fırsat eşitliği de
Eski bir kütüphanenin
Raflarında unutulup tozlanmışsa

Yaşamak
Onca dirsek çürütmenin ardından işsiz kalmaksa
Ya da karın tokluğuna
Köle gibi on iki saat çalışmaksa
Boyun eğmekse beş para etmez vicdansızlara
Ya da bir parkta sevgilinle elele
Sorgusuzca darp edilip
Coplanmaksa üniformalılara

Yaşamak
Yediğine içtiğine
Marka marka
Mağaza mağaza dolaşmaksa
Ucuz ayakkabı giydiğin için
El kadar çocuk tarafından bile
Aşağılanmaksa

Yaşamak
Yürüyememekse özgürce
Düşündüğünü açık yüreklilikle
Söyleyememekse
Yazamamaksa
Ya da kurşunlanmaksa
Elindeki karanfille
Sokaklarda, cem evinin avlusunda
Kaşların kara diye
Çürümekse zindanlarda

Yaşamak
Kirası zor ödenen bir evin
Mutfağında çıkan yangından
Alın teri dökerek
Bir ömür boyu kurtulamamaksa
Ya da anandan emdiğin sütü
Burnundan getirmekse yaşamak

Gün gelecek
Hiç korkmadan sorgulanacaktır
İşte tam da o gün
Yerine konulduğu
Bir at gibi şahlanacak olan
Bozuk düzenin çarklarına
Çelik çomaklarını sokacak olan
Ve hiç de uzak olmayan
Ve özlediğimiz
Bir gençliktir yaşamak…