Giz sanılan izler saklanmış
kaldırım taşlarının çamurlu altına
gizler kusulmuş kahpe dillerce ,aklanmış
kutsallık adına ne varsa satılmış bir dirhem et ,üstüne

izbelikleri sever çakal ulumaları
gecenin sisinde uzayan dişleri
yaracak bir dudak arar ,aciz kulları
anmayın çocuk isimlerini ,yakışmıyor kef ağızlarınıza
anmayın namus edep, bilenlere olur ayıp

Anadolu kadınımın ak yemenisi
çeşni çeşit emek,yürek oyası
kilimine işler aşkını doyası
şehir yosmalarına inat

hangi yatakta bıraktı arını hatırlamaz bile
ar yemenisi takar da başına
hiç örtülmez etek arası
yavaş gel güzelim yavaş gel...

her ihanetiniz de bir çocuk yüreği öksüz kalır
her ihanetiniz de helalinizden günah çalarken
sızlamayan yüreklerinizde mezarlık çiçekleri açar
yavaş gel adamım yavaş gel....

metroyu aştılar,
marmaray gibi biletli geç karşıyalar
balçığa bulanmış yürekler bilemem nerede arınırlar
bunca masumun günahını bilemem nerede nasıl öderler

Yaradanın şakası gibi kadınlar
yitirilmiş er/likler
irin kusan sahte diller
toprakta yatarken nasıl dile gelecekler

uzattığım alnımdan vuranlara
kahpeliklerle meydana düşenlere
yenildikçe savaşa doymayanlara
gerçek dostluklarıyla canıma can katanlara

her akşam batan günün
her sabah doğan şafağın
gülümseyen taze yüzünde aklıyım
biliyorum ki...
iki damla da saklıyım

ah...
yaralandım ,yaralandım
karalandım,karalandım

bin günahkarların dilinde aklandım..


şefatinden hiç dara düşmediğim Rabbim’e
binlerce şükranımla

hayat yolculuğumun asil öğretmenlerine
iyi ki varsınız ...
sizlere de binlerce şükürlerle...

.................................................................EMA