4
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
2733
Okunma

Sanma, zaman aktıkça sancılarım dinmekte
Yokluğun, her zerreme perde perde inmekte
Nereden bileceksin hasretin hiddetini
Beni yerle bir eden depremin şiddetini
Bakışım ürperiyor, sensizlik dokundukça
Yaralı bir tebessüm, yanağıma kondukça
Yüreğim kuş misali kafesinde çaresiz
Öyle garip, tutuklu, öyle masum ve sessiz
Kırıldı tüm kabuklar, yaralar kanamakta
Düşlerim can veriyor, sahipsiz bir hamakta
Nefesimde mayınlar patladı, patlayacak
Göğsüm orta yerinden çatladı, çatlayacak
Kapılar birer birer yüzüme kapanıyor
Yüzüm avuçlarımda cayır cayır yanıyor
Kimsesizim, hederim, ruhum çöl kadar kurak
Tek bir damla mutluluk, yıldızlar kadar ırak
Keder yüklü gemiler limanıma varmakta
Güneş kayıp, ay firar, gökyüzü kararmakta
Gözlerimin önünden kayıp gidiyor yüzün
Sonrası kapkaranlık, sonrası katran hüzün
Çırpınıyor gülüşüm, yerin en dip katında
Tarumarım, viranım, hüzün kâinatında
Dallarım kırık dökük, yorgun, bitkin, bedenim
İnan, yaşamak için kalmadı tek nedenim
Buruk bir güz mevsimi öpüyor gözlerimi
Sarı, solgun yapraklar örtüyor üzerimi
Kış biter, bahar gelir, aşk geçer sanma sakın
Sen yoksan, umut yoksa, bil ki kıyamet yakın
S.U.
Serkan Uçar
06.06.2014
5.0
100% (7)