bırakalım mı her şeyi geride
hesabı kitabı mizanı
ve her yaşananı elde avuçta ne varsa
yaşanmıştır yaşananı dünyanın mı diyelim
yoksa geleceğe mi bakalım

geçmişin ruhuna dualar ha
değil mi umarsızca
rahat
kafası boş
sorunsuz sıkıntısız
öylece insan olmanın gerekleri
ve öylece mi yaşamalı her şeyi yeniden
unutulmalı mılar
hatırlamamalı mı hiçbir şey gerilerden

ahkam sözdür hani şu günler sık
kirletip kirletip
“yeni bir sayfa mı açmalı”
sorgusuz kafalarda
sorumsuzlar insanlar
naylon poşetlere sarılı ahlaklar
malları ıskarta patlıcan gibi
nereden geldiler bu pis haramiler
sanki bin yıllık temelden
bitip bitip yeniden üreyen üryanlar
ahlakı savaşlarda yem yapıp
her yüz yılda yeniden satanlar
demokrasi zokasını utanmadan bile bile yutturanlar
uzak değil yakınsınız
kokuyorsunuz vallahi

koparılmalı yeniden değil mi
kimin umurunda
genç genç başlar
yanmalı mı alev alev
sokaklar dağlar ormanlar
yanmalı mı evler
sönmeli mi ocaklar
kirlenmeli mi denizler
gökler
ateşler mi düşmeli yüreklere
yok mu olmalı insanlar

gergefi işlenmiştir
her şey dünyanın değil mi
bilinendir
lakin
bilmek istemezler
milyon yıl sonra küllerimiz iner bir yerlere
yavaştan
gri ve sarı
“dünya malı dünyada kalırmış” derler
dünyanın dışında da kalır
salaklar
bilmezler
yoksuldur inen tozlar
masum insanlardan kalan
rengin sarılığı da ondan
griliği de ondan

yalan söylemişler
bilmem kaç bin yılın kanun yapıcıları
kimin malı kime
söylersiniz o zaman bas bas bağırıp suratına insanın
bulursanız birilerini elbette birini
anlatabilirseniz olmayanlara derdinizi
bari
bir karga yaşasaydı
can olsaydı
dünyamızda tek
kara bir iz
gak deseydi
ve bir duyan olsaydı
canlanır mıydı her şey yeniden
yoksa
bilinmez yerden gür bir ses mi gelseydi yeryüzüne
kapatın hemen gözlerinizi
şu anlatılanları da duymayın
size ne canım
ne tat kaldı ne aşk
Allah aşkına söyleyin
ne kadar insanız
...
hak getire…

29.05.2007 /İzmir