Bir tarih düşürdüm şiire sevdazedem ,sırra kadem dünlerden.
Etini sıyırdım azat ettiğim zamanın.Kum saatlerini eşeledim.
Ve bizi ittim içine gökten sarkan sunakların.Ey aşk koru bizi…



Kor ateşin yanına bırakıldım,
Dünün yakıldığı sabah
Aynıydın...
Aynıydım...
Dağladılar tutsak bedenini,
Yıkılmış sığınaklarımın
Kâfirce bir düşken kutsanmış sular
Ve putlaşmış tanrılar,
Salarken gün ışığını çivi yazılı tabletlere
Sundu sunaklar mermer parmaklarını
Damladı ebemkuşağı
Ve içkalelerde elime doğdu aşk

Aklımın ayazında bir dağı tırmandı,
Kötürüm adımlarının etekliği
Göçebe duyguların zamanına dolandı sarkaç,
Ayağında kara sular
Yaratılmış ilahların katında efsaneleşti,
Bütününü arayan yarımım
Yedi kat hüznün uğultusu,
Sırtını sıvazladı toprağın
Ruhları sarmaş sevdaların bezgin yüzünde,
Hükmüne eğildi başım
Pudralandı binlerce yıllık sızı,
Yudumladım imkânsızı

Üç balık yarattı,
Göğün dokuzuncu katında
Ak ana
Allanıp pullandı hiçliğim
Ak taşı, kara taşa vurdu,
Ak erenler
Ateşi yaktı,
Rüzgâra göğüs geren kıvılcımın
Kutsal havuzlarda yıkandı,
Ölümlülerle aşk yaşayan tanrıçalar
Aynıydı ak yüzün
Aynıydım…
Beni o ateşin yanına koydular

Gölgeydik,
Dilini bilmediğimiz kavimlerin seslerinde
Kum saatlerinde çöl fırtınasıydı aşk
Amfora sırlarında,
Bakılmış denizlerin kırıntısı
Üç başlı ejderha
Üç kanatlı kuşların alacası
Güneş takvimlerinde günlendi ,
Devşirme acıların kalıntısı
Ab-ı hayat
Bengi su
Farkındalığımızda sonsuzluğun yazgısı
Zulmet sokaklarında buluştu sevdayla,
Düş pıhtısı
Ve yudumladık imkânsızı


Suadiyemayısikibinondört
Demir Mutlugil