2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1208
Okunma

Çukurova Özlemi
Çukurova yaylalarında kaldı anılarım,
Torosları tırmanan bir kara trenin çığlıklarında
Bahçedeki turunç ağacının dallarında asılı…
Bir de faytoncuların kırbaçlarında..
Gurbet gurbet tüter bazen, burnumda sarı çamlar
Yeryüzüne inmiş gibi gökte asılı duran bulutlar…
Irgatlar,karıncalar ve hüzünlü kumrular hep yoldadır..
“Soykası batasıca” Seyhan nehri
Yeni kurbanlar aramaktadır..
Arabacı sesleri duyuluyor uzaktan
Düşlerini kırbaçlayıp bağırıyorlar..
Küskün insanların isyanını çağrıştırıyorlar
Pala bıyıkları,kara şalvarları, kırbaçları
Ve tutundukları masalları….
Konuş arabacı konuş diyorum..
Uzayıp giden yol ne?
Yaşanmamış zaman ne?
Kim o seni köşe başlarında bekleyen?
Kasketini yana doğru devşirip,
Sabırla tesbih çeken?
İnce Memet hiç bindi mi faytonuna?
Toroslardan bir günlüğüne indi mi?
Atların gözyaşlarını sildi mi?
Ahh susuyorsun yine,durmadan susuyorsun…
Yüzünde yaralı bir gülücük,yeniden “dehhh” diyorsun…
Bedenimi yalayıp geçen kırbaçtan ürküyorum
Dizlerimi yaralamayı göze alıp, usulca eve dönüyorum.
Kitaplarım beni bekliyor..
Jane Eyre odayı temizliyor
Madam Bovary süslü bir şal işliyor..
Sancho Panço şaşkın
Raskolnikov saklanacak yer arıyor..
Kel Aliçoyla, Koca Yusuf güreş minderindeler..
Pollyana ile Feride herşeye gülümsemekteler…
Yaz, terden sırılsıklam gelir Çukurova’ya
Sabah çiyi usulca cibinliklere asılır
Çekirgeler,kertiçler, uykudan uyanır..
Yüzümde hep şaşkın bir bakışla, seyrederim telaş içinde ki serçeleri
Dinlerim evrenin kulağıma fısıldadığı sözcükleri
O sözcükler ki beni sevdayla yaşattılar
Benimle sarhoş olup,benimle sustular..
Bin yaşında bir çocuk gibiyim şimdi
Portakal çiçekleriyle hatırlanan…
Söyleyin soranlara
En çok dağları ve bulutları sevdiğimi..
Düşlerimde tüm dünyayı gezdiğimi
Denize düşmüş ay ışığına gülümsediğimi…
J.D.
5.0
100% (3)