0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
812
Okunma
Güneş ışığında üşüyorum.
Sıcak havada, güneşin ve yalnızlığımın aydınlığında üşüyorum.
Ellerim titriyor sebepsiz bir şekilde.
Sessizliğimin arkasına sığınıyorum
Fakat
Daha fazla üşüyorum,
Zaman geçtikçe
Güneş ışığında üşüyorum.
Sebepsiz bir karanlık boğuyor ışığımı,
Yok ediyor sessizliğimi.
Zaman ve güneş arasında seçim yapmak zorunda kalıyorum.
Zamanı seçiyorum, güneşi kaybediyorum.
Güneşi seçiyorum, zaman kayboluyor...
Güneş ışığında üşüyorum.
Hava kararmış, güneş beni terk etmiş,
Küçük bir titreme esir almış bedenimi.
Zaman kavramında yok olmuş insanlığım.
Duygusuzluk sarmış her yanımı
Düşünemez olmuşum bu dünyada.
Güneş ışığında üşüyorum.
Düşüncelerim beni ele geçirmiş
Yavaş yavaş yok olmaya başlamış beynim
Düşüncelerim düşman olmuş, ayrılmış benden
Yalnızlığım parçalamış benliğimi
Kutuplara sürüklenmişim, sessiz ve kimsesiz..
Güneş ışığında üşüyorum.
Bir kağıt gibi yırtıp atmış Tanrı beni
Tanrıya doğru emekliyor ve sürünüyorum bu yüzden
Güneşimi çalmasına izin vermek istemiyorum onun
Fakat bu hiçbir şeyi değiştirmiyor.
Güneş ışığında üşüyorum.
Olmayan bir rüzgarda savruluyorum
Yıldızlar kaybolmuş boşlukta,
Ay ışığında aydınlanmaya çalışıyorum
Bir uçurtma gibi kullanıyor rüzgar beni
Karanlıkta...
Güneş ışığında üşüyorum.
Kavurucu bir sıcakta,
Titreyerek yürüyorum sessiz sokaklarda
İsimsiz kalmış siyah beyaz hayatıma renk arıyorum
Güneş gibi terk ediyor beni
Renkler ve yalnızlığım...
02.03.2014
YGÜ’e ithafen yazılmıştır.
Bircan Karakurt