3
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1165
Okunma

kelebekler, mini mini çiçekler
yem verdiğim güvercinler,
ayak bastığın yerlerde
ucu yitik zamanlarda
aşktan söz ettiler bana,
uçup gitti esin perileri
peribacalarında cinler...
seni buldum bir oyun taşında
işlenmişti mermere güzelliğin
yıldız yıldız
n/akış n/akış
türkü türkü akıp gittin
gözlerimin yaşında...
yeni konuklarını karşıladı
sessizce kervansaraylar, hanlar
unutulmuş dilleri
gülleri, bülbülleri,
dua ettim girince kapısından;
güle meyil vermeyen
aşk deyince ne anlar,
kar, tipi, boran
savrulur yüreğimden hasan dağı
erciyes’in külleri...
yana yana
söne söne
aşkla başım döne döne
ben mecnun, sen ise leyla
konya ovasını geçtim,
serap misali
gözlerinden aşkı içtim,
koptu yüreğimden
o eski vâveylâ...
sen miydin bu ateşi yakan zamansz
sen miydin o çağrısız konuk;
yüreğimdeki gül
gülde diken
tutuşturan beni dumansız
neler çektirmedin ki bana
seni gidi gaddar, gidi imansız?!
gahi gül, gahi gelinciktin
ne çektiysem senden çektim,
şimdi güller tarih kokar
seni gönül burcuma bayrak diktim...
seninle tatlı
sensiz acıydı her şehir;
üzümün sirkeye
sirkenin şaraba
şarabın gözüne dönüştüğü
o hummalı demden geçtim,
panzehire döndü her zehir;
bir de ne göreyim
yine göreme’deyim,
aşk yine aynı deminde
sıcaklığın akrep gibi
dolanıyor tenimde...
Şaban AKTAŞ
28.04.2014