25
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
2342
Okunma

vicdan ne makamı nede çıkarı bilip de tanımaz
vücutta tek saf ve temiz kalan yanımızdır o...
elbette ki bir vicdan muhasebesi ile başlar her şey
insanlığın sızıntılıdır kötülük karşısın da vicdan
ani bir çırpınışta ağlarken
dürter sinsi sinsi bir rahatsızlık insanı içten içe
çırpınıp da durur doğruyu bulmaya
zira mutluluğu körleşmeye yüz tutmuştur
akıl baştan çoktan gitmiştir ya
ahlaki bir karar alınıp düşünülürse gerçekler
çıktığın tozlu yolun adımlarında
her an bir iblis çıkı verir karşına ve sorar
beyne hükmedercesine nereye diye
o da anlatır vicdanının iç huzursuzluğunu rahatsızlığını
iblis işler tüm hüneriyle içine ve der ki dön geriye
aradığın her neyse geldiğin o yerde
ve düştüğün o güzelim girdaplar da var
işte o anda daha da fazla sızlar yüreğin yine içten içe
hiç dinlemeden iblisi yola azimle devam etmen gerek
zira iyi olan her bir şey
güzel bir ahlakın ruhu rahatlatan yasasında vardır
geri dönüşler kötülükle vesveseyi doğurur
her geri adım da bir adım daha geri kalır hedefinden inanan
ve yeniden vicdani rahatsızlığa yol açacağını düşünürken
bir an da
bütün hatalarının kendi özünden kaynaklandığını anlar insan
ve sonun da atiye kürek çekerek devam ederken yoluna
az gider uz gider azgın bir dereye varır
ne görsün azgın sulara kapılmış bir insan daha
nafile çırpınışta durmuyor mu?
bir dal uzatarak uzun bir uğraştan sonra kan revan içinde
nefes nefese sudan güçlükle çekip alır adamı kenara
nefesi kesilmeye yüz tutmuş olan adam
hayır dualar eder durur yaratanına
dönüp de bakmaz bile kendini kurtaran adama
içinde işte o an başlar bir rahatlık vicdanın
zira ahlaki sorumluluğu huzura yaklaşmıştır
işte bu duygu onun eyleminin bir ödülüdür
çok da durmaz orda tekrardan yola koyulur
yeniden önüne kılık değiştirerek iblis çıkar
yaptığı işin bir ödev olduğunu
ama kendi hayatını tehlikeye attığı için
yapmış olduğu ödevinde başarısız olduğunu söyler
ve der ki önce can sonradır canan
sen ne yaptın peki bir hayat uğruna
kendi hayatını hiçe sayıp canını sen tehlikeye attın
bir an düşününce vicdan rahatlamıştır o sızlayan içi
hatta sızlaması bile azalmıştır o karamsar yüreğinin
zira iyiliğin gergefinin ipliği altındandır
yine dinlemez iblisi yola tekrar revan olur
bu sefer karşısına aksakallı bir ihtiyar çıkar
-oğul ne tarafa gidersin sen der
-iç huzurumu bulmaya amca diyerek cevap verir vicdan
-bende arıyorum beni de götürür müsün diyerek sorarken ihtiyar
Bir ömrü zayi etmenin bedelinde tek kurtuluşun
ancak ki hayırlı bir elle mümkün olduğunu düşünür
bir an duralayan vicdan
ihtiyarın elinden tutarak yerden kucaklarcasına kaldırır
koluna girerek başlarlar hep beraber yürümeye
ileride yemyeşil bir vaha da
atinin umut ışıklarının parlayıp durduğunu görürler
bu erdemli bir davranışın ahlaki bir tecellisidir
bir mükâfat olarak iç huzurlarını yaratacak olan
aşılmış bir sırat köprüsü misali
onlara bağışlanmış olan
vicdani özgürlüklerinden başka bir şey değildi aslında…
(22.04.2014) AZAP…
5.0
100% (33)