Bazen umudumu yitiriyorum...
Oy çaldıkları, hiyle yaptıkları kesin...
Ama vatandaş adam gibi gerçekleri görse
Çalma oyla bile kazanamazlar.
Ama iş futbol taraftarı gibi inada bindi.
İster çalsın, isterse kitapla, inançla alay etsin.
İster şehide kelle desin.
"Başkası gelse daha iyisi mi olacak" diyor da başka birşey demiyor...
Kafasını kuma gömmüş zavallılar...

Yine çok önemli bir konuyu değerli ve büyük kalem yetkinliğinizle harikulade güzel ve anlamlı işlemişsiniz, değerli şair Hilmi Can usta.
Hak ve hukuku çiğneyenler, her türlü yetki ve imkanı fütursuzca, ölçüsüzce, yasa sınırları dışına çıkarak kullananlar elbette çok suçludurlar, zorbalığın, hukuk dışılığın daniskasını yapıyor, insan onurunu, hak ve hukukunu, özgürlüğünü zorbaca çiğniyorlar. Hepimizin gözlerinin önünde yapılan bu zorba fiiller elbette egemenliğin kötüye kullanılmasıdır, Allah indinde de ağır günahların pervazsız ca işlenmesidir.

Evet onların derdi değildir açlar, susuşlar, evsiz barksız sokaklarda sürünenler. Bari sürünen bu ezilenler dert edinsin ezilip sömürüldüklerini. İsyanlarını döksünler ortalıklara. Ezenin, sömürenin, çalıp çarpanın suçu var da, ezilip aşağılanan insanın hiç suçu yok mu?. Allah ona akılı, bilinci, cesareti boş yere mi verdi. Elini kolunu bağlayıp, her zulme boyun eymesini, hiç bir direnç göstermeden kula - kulluk yapmasını mı istedi. Hayır asla!... Yüce yaratan özenerek, kainatın en değerli varlığı olan inanı kusursuz yarattı, onu her türlü zorlukla baş edebilecek akıl ve harika bilinçlerle donattı. Noksanlık insanın yetiştirilip geliştirilememesinden, muhkem yapısının yine insan tarafından bozulmasından kaynaklanır.

İnsan olduğunun bilincinde olarak, haksızlıklara, aşağılamalara karşı koymasını, insan olmanın onurlu ve dik duruşunu göstermesini de istedi, ezilen, sürünen, pek çok bakımdan yaşam hakkı olan insandan. Haklar ille de topla, tüfekle, silahlarla, şiddet gösterilerek istenip alınmaz. İnsanın ciddi vakur ve cesur karşı çıkışlarıyla da yola getirilebilir, kendini sınırsız ve mutlak güç sayan egemenler. Egemen olmak da kabahat ve kusur değildir: egemenligi zor ve şiddet aracı olarak kullanmak, hırsızlığa, hak-hukuk ve adaletsizliklere alet etmek büyük suçtur, haksızlık, vicdansızlıktır, hukuk ve kural tanımazlıktır. Kural hatası yaparak yasal sınırların dışına çıkan her egemene, karşı koymak, onunla mücadele etmek, gerekiyorsa ve zorunluksa, ona karşı aynı şiddette güç kullanmak da bir insan hakkıdır. Tanrı insanlara bol ve gani en değerli nimetlerini hakça paylaşım içinde olsunlar diye verdi. Bu paylaşım hakkını vermeyen kadar, istemeyen kul da kabahatlidir, kusurludur. Kesin hak bildiğini mutlaka almak için en zorlu mücadeleleri yapacaksın ve önde gide, geride kalan tüm mümin insanlara örnek olacak, onların da cesaretlenip bilinçlenmelerinden pay sahibi olacaksın. İşte bunun adı toplumsal dayanışmadır, uygarlaşma ve özgürleşmedir. Oturup başkalarının hak aramalarını beklemeyecektir insan. Zayi olan, üzerine oturulan, esirgenen her hak tolum hakkıdır, tüm insanlarındır. Bu nedenle de tüm insanlar hak elde etme de birlikte omuz omuza cesaretle mücadele etmek zorundadırlar.

Sizi esenlik ve mutluluk dileklerimle kutlayıp selamlıyorum dost şairim Kemal Polat

İnsanın ömrüne değer katanlar,
tüm olumsuz şartların oklarına rağmen
davranışlarına yön veren değer yargılarıdır.
Deryaların dalgalarına tutulmuş kabuk misali
birgün adalet yerini bulur