8
Yorum
27
Beğeni
0,0
Puan
2380
Okunma
her gece karanlığa bıçak çekiyor gölgen
yüzü olmayan bir düşman gibi görünsen de
bilirim aslında dostum olduğunu
yoksa bunca yalnızlığı ve hüznü
kiminle bölüşürdüm ben...
ve sen kime gülerdin
kalın perdeler ardından
kimle oynardın bu hiçlik oyununu
kimin ellerini hissederdin yüreğinin üstünde
üstelik aradaki onca mesafeye
ve örülen duvarlara rağmen...
sızlamaksa beraber sızlıyor ciğerimiz
her çekişimizde cigaranın
kahrolası dumanını içimize...
tek farkımız
ben hapsediyorum dumanı içime
sen üflüyorsun gökyüzüne
beni içten boğan duman
seni sisten bulutların ardında
bir şatoda saklıyor
ki aynalarda bile
tanıyamayasın diye sen kendini...
sonra
yaramaz bir çocuğun
taşı gelip kırıyor canını
tuzla buz oluyorsun...
ve başa sarıyorsun
yazılmış ama okunmamış tüm masalları
bu kez
okuyor ama yazmıyorsun...
bense
okuduklarımı yazıyor
yazdıklarımı unutuyor
unuttuklarımı hatırlıyorum
bir akıl oyununun döngüsünde...
masal bu ya
güvercinlerin kanı sıçrıyor üzerime
feryatları can yakıyor gelinciklerin
kulaklarımı tıkıyorum
yağmur hışımla boşalırken üstüme...
gözlerimi sabitliyorum
orada
gökyüzünde
dönerek süzülen mağrur martıya...
13.04.2014/Sev_tap