2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1655
Okunma
Göç zamanı bu sayrılık nedendir,
Bayır gülü bensiz tuğ diker m’ola?
Hem yaylagüzeli seçmiş oymağı,
Yörük alayında ön çeker m’ola?
Uzaklaştık sıra beynimi gezer,
Aklımdan geçeni his yollu çözer;
Sır sitemden sebep ipliğin üzer,
Hassas yüreğine sis çöker m’ola?..
Kızıl ediğinin koncu bükümlü,
Telli mahraması pul pul dökümlü,
Meles gömlek yırtmacından sökümlü,
Söz andacım kemer bel sıkar m’ola?..
Kargı kamışlayın endamlı yürür,
Arkada gözü var yanlışı görür,
Dik nazarı lök deveyi öldürür,
Geçtiği yollara can eker m’ola?
Türkü çığırırken bozlak avazlı,
Her duyan zanneder ümüğü sazlı;
Tekne kazıntısı, hamuru nazlı,
Yolluk azığı da bal, şeker m’ola?...
Akçasaz’da oyun oynaş çimdiğim,
O’ndan istek güreş tutup yendiğim,
Dudağından oğul balı emdiğim,
Geremit vermeğe dil döker m’ola?
Turnalarla turaçlarla dildaş mı?
Akran emsal gelin, kıza yoldaş mı?
Düşlediği hayalimle haldaş mı?
Gönül sohbetinden tez bıkar m’ola?..
Dalı göğe süğdü kolum ermiyor,
Süreğine felek aman vermiyor;
Onsuz kimesneyi gözüm görmüyor,
Vuslata yorduğum düş çıkar m’ola?..
Peşinden koşmaya marazım engel,
Mengüş küpeleri sesime çengel;
Bilge bir ah çekip dese ki “dön gel”.
Gerdek eşiğine göç yıkar m’ola?...
YUSUF BİLGE
5.0
100% (4)