Soğuk gecelerin sabahında gözlerimde uyku mahmurluğu
Nereye dönsem, nereye dokunsam sen varsın
Yatağımı sarmış sarmalamış, ten kokun
Sol yanım boş uyumak haram
Yastığında bulduğum tel tel dökülmüş saçların
Ellerimde, parmaklarıma dolanmış
Yokluğunu ellerim morarınca anladım
Soğuk gecelerin sabahında…

Kalp atışlarım değişti
Ritmi bozulmuş, dengesiz çarpıyor
Bilirsin seni görmeyip korkunca olurdu
Tik tak saat vuruşlarını aratmaz oldu kalp atışlarım
Odam boş, bir noktaya odaklanıp kalır,
Donuk bakışlarım
Sol yanımda seni arar gözlerim soğuk gecelerin sabahında

Derin bir nefes çekerim
Burnumdan içeri girer
Duvarlara sinmiş çıplak odama yaydığın ten kokun
İçimi burkar, tüylerim diken diken oluyor
Korkutuyor yokluğun
İtirazım olamaz, miski amber gibi
Hissettiğim ve hissedeceğim en güzel kokun

Yüreğini liman bildim
Demirledim kendimi balıkçı teknesi gibi
Korkarım alabora olmaktan
Sığ denizde karaya oturup batıp boğulmaktan
Çırpınarak uyanırım soğuk gecelerin sabahında

Her an aklımdasın, her şeyi düşünürüm
Hayat dikenli tellerle sarmış dört bir yanımı
Sanki hiç aşamayacakmışım
Ya da hiç yüzüme gülmeyecekmiş
Tahliyeden umudunu kesmiş, af bekleyen
Müebbet hapisle cezalandırılmış kader mahkûmu gibiyim
Azadımı beklerim soğuk gecelerin sabahında…

Alışmam gerek, alışman gerek alışmalıyız diyorum
Ruhlarımız, yüreklerimiz bir, bir olmasına da
Bedenlerimiz ayrı ayrı yerlerde
İşte bu canımı çok yakıyor
Gelişinle hayat verirken
Her gidişinde ölüm fermanımı imzalıyorsun
Bekle yine gelecek dese de yüreğim
Kabullenemiyorum başka tende sabahlayıp
Yabancı kollarda uyanmanı
Soğuk gecelerin sabahında

//Uyumak haram, dilim lal olur, sözlerin dolanır çıplak bedenime, yaşadıklarımızı sigaramla paylaşırım, sol yanıma döndüğümde, yatağımın soğuk tarafına düşer yalnızlığım soğuk gecelerin sabahında//

Mustafa KARAAHMETOĞLU
10.04.2014

Şiirimi sıcacık sesi ile ısıtan Mehmet Fikret Ünalan Ağabeyime teşekkür ederim.