Feryat etmek neye yarardı ki;
Gelmiştik bir kere yol ayrımına..
Sesime mühür vurdum,
Kendimi cezalandırmak istercesine,
Kör bir kuyuydu dört bir yanım..
Nasıl da anlamsızlaştı herşey bir anda,
Meğer ben seni sevmekten hiç vazgeçmemişim..
Alışamadım sensiz gülmeye,
Mutlu olmaya be gülüm..
İçimdeki hasretinle saat kaç bilmiyorum bile,
Akrep ve yelkovana bakmayalı,
Yıllar ertesi olmuştu..
Dayanılmazdı yokluğun,
Dönmeliydim ben sana..
O ilk ördüğün sütlü kahverengi süveterimi giydim,
Kokunu ala ala,
Geçirdim paltomu sırtıma,
Düştüm yollara..

Uzun yolculuktan sonra,
Aynı şehrin havasını soluyordum seninle,
Kapındaydım işte..
Korkmayasın diye zile basmadım bir süre,
Parmak uçlarımla tıkladım sessizce..
Uyku mahmuru yüz ifadenle araladın kapıyı,
Epeyce bakıştık,
Hiç konuşmadan..

Sen anlamaya çalışırken olup biteni,
Ben çözdüm dilimdeki mühürü,
"Kalbim, Ruhum, Ömrüm seni almaya geldim;yüreğinde yer aç bana’’
Nasıl da özlemişim seni can tanem,
Sen de özlemişsin belliydi,
Yüzündeki mahcup tebessümden..
Hala utangaçtın yanakların al kırmızısı,
Bakıp anlamaya çalışıyordun olup biteni..
Uzandım ellerini yakalayıp,
Koydum sol yanımın üstüne,
Birden sarıldık birbirimize,
Başladık aynı mırıldanmaya,
’BAHARI BEKLEYEN KUMRULAR GİBİ,SEN DE BENİ BEKLE SAKIN UNUTMA’..
Tıpkı yıllar öncesi,
Okul yollarında beklediğimiz gibi heyecanlıydık,
Yanımdaydın ve ben,
Sazımın tellerine vuruyordum eskisi gibi..
"Aşk gibi Sevda gibi Huysuz ve Tatlı Kadın"
Seni seviyorum..
S.K.
NiLaS
18 OCAK 2014