Deniz aşırı uzaklıklarda bir üke düşlüyorum
ahir zaman içinde
zaman kalbur içinde ...
gür meşe ormanlarında yaprak hışırtılarına
çeşit çeşit kuş sesleri karışsın

Bereketli topraklarda ay çiçekleri başını
tüm naifliğiyle uçsuz maviliğe uzatsın
inadına yaşam sakllarken sarı saçlarında
kırılmasın dallar aniden gelen güz yağmurlarında

yani demem o ki....


Güneş bakışlı çocukların gülüşleri uğurlasın
kızıll hüzmelerin saçlarından geceye akan son martıları
Dereleri nehirlere taşısın berrak düşüncelerinde
analar sarılmalı topaç gibi sevimli çocuklarına
insan güruhları tok mutlu olmalı kendince..

yürekli onurlu şairleri ’de olmalı masalımın

’Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşcesine bu memleket bizim’
demeli...

Düşlerim işte,,,,,
beni avutan masallarımı bana bırakın
adalet tanrıçasının terazisinde.............
Bir lokma ekmeğin darasında insan onuru hiçe sayılmasın
diktatör ruhlu tek tek yürüyen br kral istila etmesin
düşlerimi......
o zaman kıyametim olur....gülüşlerim solar
kraldan çok kralcıların sefahat vaktinde....

Kızılca kıyamette
serçe yürekli bir çocuk öldürülür
sapan taşıyla..
güne bakan çiçeği başını toprağa eğer utançla
nehirlerde sular kurur yatağına kan yürür
Devrimci bir şairin kelimelerinde harfler üşür

Koca öküzün boynuzlarında dünya /
bir masumun koynundan çalınan rüya
Maviliğe uçan bir uçurtma vurulur kanatlarından
ak güvercin vurulur özgürlüğünden
acılı bir ananın yüreğine kan akar can çekişen yarasından




Kral çıplak diyememenin ezikliği sessiz harflerde....
İşte o an ahir zamanda yakınlaşan kıyametler.
hiçliğe alametler.....

E.defteri seçki kuruluna şiirime değer gördükleri uğur böceği için sevgi ve saygılarımla..

Sevgili şair Yusuf Ziya beye teşekkürlerimle nefesine sağlık dost yürek...

Bizim iç anadolu’ da sevimli gürbüz çocuklara maşallah topaç gibi derler:)