62
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3419
Okunma
Neçe ki habersiz, gündüz geceden,
Mecnûnî hâldeyim, sayki, çöldeyim,
Kalemim ahımı, döker heceden;
Döş’e dert getiren, ince yoldayım !
Dağlardı, isyânda, kadem vurduğum,
Dağlardı, zâlime, karşı durduğum,
Dağlardı, yıkılmaz, ardım gördüğüm;
Âr eyledim sustum.. dilim lâldayım !
Niyedir bu kullar, çeşit çeşittir ?
Kimi müzevirdir, kimi çaşıttır!
Kâhpelik, dünyayla yaşça eşittir!
Deryada küreksiz, çürük saldayım !
Yadırgamasam da, zor geliyor zor,
Eşref-i mahlûkât, bu kadar mı hor ?
İstediğin kadar, güzel dünya kur;
Ân da savurupta, yıkan seldeyim !
Baktım ellerime, beş parmak boy boy,
Dedim terâziye bunlarıda koy !
Elbet insanda da, aynen böyle huy;
Halbuki serinim, dosta duldayım !
Sen, pervâne ol yan, bilmeyen bilmez,
Zevk alır yanmandan, üstüne almaz,
Zûlüm türlü türlü aklına gelmez;
Ozan İlo’m yeter, sükût kaldayım!
19.01.2008/05.10