10
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1572
Okunma

Bu Hikâye gerçek yaşamdan kaleme alınmasıdır.
Köy yerinde yaşayan Beş çocuklu Gurbetçi fakir bir Ailenin çocuklarından birinin Hikâyesidir.
Kalacak evleri çalışacak arazileri yok iken beş çocuk olursa böyle dramatik yaşamlar olur, elbette…
Küçük kızımız barakada dünya gelmiştir. Babası inşaatçı Annesi ev hanımı olan minik kızımız.
Yedi yaşına geldiğinde ilkokula bir saatlik yaya yola giderek eğitim hayatına başlamıştır.
Kar kış demeden Okuluna devam eder.
Tatillerinide ailesine kardeşlerine yardım ederek geçirirdi fırsat buldukça arkadaşları ile oyun oynardı…
Böylece beş yıllık eğitimini tamamlamıştır...
Mutlu şekilde yaz tatiline girmiştir…
iş güç oyun derken tekrar Okullar açılır …
Kızımıza okul hazırlığı yoktur.
Çünkü …
Anne Babası eğitimine son vermişlerdir.
Köy yerinde kız çocukları bu kadar okur ..
Okuyunca ne olacak sanki,? Bak hiç komşu kızlarından okuyan varmı Diye kızımıza baskı kurmuşlardı.
Çaresizlik içinde kendi haline ne yapacağını bilmez halde yaşamanı sürdürdü… Sosyal hayatları yoktu…
Elektrik,Yol,Su henüz Köye gelmemişti.
Ve böylece eğitimine tam iki yıl ara vermişti…
Sonunda Ailesini eğitimine devam etmeye ikna etmiştir.
O yılı çok mutlu geçmişti.. Yine mutluluğu kısa sürdü kadersizdi …
Küçük kızımız bir yıllık eğitimin ardın dan Babası Çok sevdiği Okulundan ayırdı…
Ayırdı ama daha kötü vukaat yaşandı…
Henüz onbeş yaşını doldurmadan görücü usulü sözü kesildi…
Onaltı yaşından gün aldı ve yaşını büyüttüler kendinden büyük bir gençle evlendirdiler …
İşte canlı,canlı Ailenin gözleri önün de gelinliği kefen diye o gün giydi . Küçük kızımız …
Sokakta oyun oynama Okula gitme yerine Bir ev yönetmeye zorlanmıştır.
Hiç anlamadığı ve taşıyamadığı bir yük omuzlarına verilmiştir..
Bu evlilik çok mutsuz geçmesine rağmen evlatları olmuştur.
Kendi hayatını bir kenara bırakır ve evlatlarını Büyütme derdine düşmüştür.
Kızımız hayatın dikenli yollarıdan geçerken sonunda evliliği bitmiştir.
Evlatları eğitimlerini tamamlamıştır…
Bu arada kendini de yetiştirmiş ama eğitim hep bir yanında eksik kalmıştır…
Detayları anlatmakla bitmez aslında. Küçük kızlarımıza kıymayalım Küçük gelin yapmayalım…
Kalem tutan ellere çocuk vermeyelim… Komşular ne der diye kızlarımızı dipsiz kuyuya atmayalım…
Yaşam onların da hakkıdır… Birinci basamağa basmadan yirminci basamağa basmaya benziyor …
Nasıl yetişilir nasıl basılır aradaki farka sizler karar veriniz . ..
Gül kokan yanaklara Yaşları dizmeyelim.
Hayat dolu Gözlere kezzap atmayalım…
Yok etmeyelim….
Gülşen Sarıoğlu …
Yazmayın adımı mezar taşıma
Daha doymamıştım çocuk yaşıma
Gelmeyin ölünce kabrim başına
Başımda ağlayıp hiç dövünmeyin
,,,Söndü gülüşlerim bitti düşlerim
,,,Yaşarken kabire koydunuz beni
Ben çocuktum neyi nerden bilirdim
Gel deyince koşa koşa gelirdim
Onca çilelerden şimdi delirdim
Attınız üstüme taşı toprağı
,,,Söndü gülüşlerim bitti düşlerim
,,,Yaşarken kabire koydunuz beni
Niye böyle benim kaderim sakar ?
Yapmacık iltifat canımı sıkar
Yazsam gerçekleri dünyayı yıkar
Çocuk yaşta beni kurban ettiniz
,,,Söndü gülüşlerim bitti düşlerim
,,,Yaşarken kabire koydunuz beni
Yüreğimde gizli derdin derini
Söylesem de kimse bilmez yerini
YÂR bildiğim birgün silmez terimi
Sizler beni böyle kurban ettiniz
,,,Söndü gülüşlerim bitti düşlerim
,,,Yaşarken kabire koydunuz beni
Sinemde’ki dertler için için yer
Bilmem’ki ardımdan el size ne der ?
Kalmadı Gülşen’de derman nede fer
Yatağım yorganım şimdi kuru yer
,,,Söndü gülüşlerim bitti düşlerim
,,,Yaşarken kabire koydunuz beni
Gülşen Sarıoğlu
GüzGülü
19.03.2014 İZMİR
5.0
100% (15)