3
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1423
Okunma
Gözlerimi geçmişin girdabı kucakladı
Eskiden yol gösteren izler böyle değildi
Şimdi zaman değişti vefayı yasakladı
Kibir- bencillik yoktu pozlar böyle değildi
Evlerin içi sıcak sevgi şefkât yanardı
Bir dostun canı yansa diğerin kanardı
Sevdamız oluk oluk çağıldayan pınardı
Sevmek başka güzeldi hazlar böyle değildi
Komşu açken komşusu tokluğu unuturdu
Fakir fitre-zekâtla yokluğu unuturdu
Rüzgâr şarkı söylerken yıldızlar uyuturdu
Merhamet vardı yâ hû sözler böyle değildi
Muhabbet ince-latif iltifat yerindeydi
İnsanlık ölmemişti söz sözün erindeydi
Ozanların bam teli Leyla ve Şirin’deydi
Bize bizi çalardı sazlar böyle değildi
Ne hormonlu meyveler ne de muradı vardı
Amasya elmaları bozanın tadı vardı
Belki biraz yokluğun acılı adı vardı
Gönül sofralarında tuzlar böyle değildi
Ne gündelikti sevgi ne senelik yâd ediş
Ne de süslü yalandı sevgiliyi şâd ediş
Olduğumuz gibiydi ezel-ebed va’dediş
İçten yanardık amma közler böyle değildi
Yürekler lekesizdi sevdalar daha sıcak
Bir lahza görmek için gezerdik köşe bucak
Rüyalarda severdik hayâl sarardı kucak
Ümitler ilkbahardı yazlar böyle değildi
Edep ve ahlâk vardı bel altı vurulmazdı
Asla mahremiyete tuzaklar kurulmazdı
Lak lak lak vak vak vakla beyinler yorulmazdı
Yozlarımız olsa da yozlar böyle değildi
Biraz deli doluyduk belki birazda hırçın
Lakin bayrak aşkıydı ruhumuzda tek perçin
Şimdi zincirindeyiz nefis denen bir hiçin
Diz Allah’a çökerdi dizler böyle değildi
Hey Makberî bağrında yaralar açtın yine
Bir devr-i serenâda kanatsız uçtun yine
Kimselerden değil ha kendinden kaçtın yine
Değiştikçe değişen yüzler böyle değildi
______________Makberî