0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
953
Okunma
Yılların diliyle sesleniyorum
Kayıp ve yasaklı zamanlardan
Kaç yüzyılın yüküyse ayrılık
Şirazesinden taşarak
Ve aşk hangi yüzyılda tüketilmişse bu kadar
Su gibi
Ekmek gibi
Gece gibi saklanıyor
Bir kara telaşla
Ne azlığı karar
Ne de çokluğu
Elma şekeri çocukluğum
Büyüyor ellerimde
Büyüyorum
Hiç de anlatıldığı gibi güzel değildi
Kuş ötüşleri
Bir karamsar göç tellalıydı mevsimler
Diyarlar ve uzunca yollar
Ölü karlar ülkesi
Beyaz karanlıklar
Yatağı çamur,bebek
Bebeği ölüm yükü,anne
Anne;hıçkırık sesi
Biraz daha serüvensiz
Biraz daha katıksız
Ekmek tadında
Kısık lamba aydınlığı
Fakir cümlelerimiz
Kendimizden
Yani yoktuk
Çoğul bir hayatta
Yalnızdık
Ebed ve ezel gibi
Gözyaşlarımız ağıt olurken
Seneler, takvimlerde asılı kalan
Şiirsizdik ve sahipsiz
Uzun menzilli düşünemezdik
Sıcak bir turuncuyu da...
Yarı çıplakken çocukluğumuz
Bir aşkı doyuramazdık
Kaldırımlarda
Ölü karlar ülkesi
Çiçekli pencere önleri
Soluk mavi gökyüzü
Biraz daha kedersiz
Biraz daha katıksız
Ekmek tadında
Kimsesizdik
Çoğul bir hayatta
Biz yalnızdık..
BİLAL YÜKSEKTEPE
5.0
100% (1)