0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1205
Okunma
Sert geçen zaman sertliğine aktıkça
Gecenin karanlığını delip geçiriyor
Hüzün yanım zamanlardan kalma
Her ikisi de kırıyor kırılıyor yıllara .
Dalıyorum rüyalara kaybolan anılara
İsimsiz atlı bir şir konuyor şiir geceme
Rüyalarıma girip geçiyor hatıralarıma
Gülücüklere bırakıyorum nağmeleri mi .
Edebiyat çıkışlı olmasam da sözlerimden
Süslü kelimelerin zenginliğine bırakıyorum
Çekiyorum sazımın tellerine damardan seni
Her dilden çalıyor meydan okuyan tellerim .
Yürek sesimin bam teliyle her hazdan yazdım
Hayatın sırrına ışık tadında nazlanan hardım
Yıllara meydan okuyan şir kırıklarını topladı
Yıl bitti şiir tadında yıllar şarapladı damağımı .
Dudu dillim dudağım yeni yıla hazır kızıl şarap
Bil ki ucuz değil beklenen kıymetince bekleyen
Düz duvarlara tırmanmak kolay olmasa da
Duvarlardır seni kırmızı çizgilerime süsleten .
Her ormanın bir aslanı vardır korkusuzca gezen
Oysa her defasın da bir serçe sesine yenik düşen
Her dağın bir kurdu vardır kurtluğu na kurt olan
Oysa her defasında dolunay bakışına yenik düşen .
Her düzenin bir çakalı vardır çakalı na çakal
Oysa çakallığını ısırılınca ya kadar sürdüren
Her sel kütük getirmez kütük tayfunlarda büyür
Sel kütüğünden buz gibi yatağından gelmeli ki
Korkusuzca gezinen aslana ses olsun aslanlığı .
Gülay GÖKTÜRK
5.0
100% (4)