3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1792
Okunma

Kaç kişi bilir çerçiyi acaba. Çocuk dünyamızı süsleyen sihirli sandığıyla.
Yada hiç yollarını gözlediğiniz oldumu hasretle
Ve bir babanın uzaklardan söküp getirdiği ayrılıkların kokusuyla çocukça yüreklere.
Sen gönlümde çerçi sevdalı kahramanım
Ey katır inadı gelip geçici kimliksiz çocuk
Zaman caydıramazken yollarını gözlemekten beni
Oysa köşesinde sokağın hep beklerim sen çerçiyi
Katırı siyah hatırıysa maviye tutunmuş yol çatında
Köy meydanında alal acele saçarken büyülü sandığını
Toprağı seccadeydi sanki yorgun bedenin
Ve incik boncuk dolu sandığın aşka ayan rükûyla
Değeri yoktu zamanımızda sanki akçenin çocuk aklımla
Mertlik geçerliydi gönül hoşluğuyla evvelden
Ve yumurta yağ,eski püsküyle takasıydı
Boncuklar,kumaşlar ve arkası kuşlu aynaların
Fakir değil yüreği demli zenginlerdik
Ömrü hoyratça bitiren tezek kokulu dam başlarında
Yada geceleri çoşkulu ırmakların sesiyle
Yıldız yorganda çıplak ayaklarımızla
Gülüşlerimizi asardık geceye harmanlarda
Bir gitse adımlarım yıkılır ardı sıra çerçinin
Gölgem teyakkuza geçer silerdi beni
Yüzüm dönsem aklım suratımı asar ruhum derinlerinde
Kınalı çeyiz sandığı toprağıma gömülür adeta
Lâl olur dilim anında feryadı figana dalar sol yanım
Ki kolay olsaydı gitmeleri bu kadar söz düşermiydi
Gözlerim kanıyorken buruşuk yüreğime ardından çerçinin
5.0
100% (4)