2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1212
Okunma
Hayat sofrasında Taş
Hayat sofranda taş
Taş mı yesin çocuklar
Şikayetçiyim hayattan
Çürük meyveler yedirdi bana hayat sofrasında...
Ve elinde taş bu hayatın ...
Bu Kabilin
Ve kalbi taş bu hayatın
Nerden bilirdim üvey anneymiş hayat...
Nerden bilirdim varlığın kuzey kutbunda kaldığını dünyanın
Bu hayat kabil
Ağla gönlüm sensin Habil
Anlamışım da ne olmuş
Kalbi taş bu hayatın...
Hayatım zulüm...
Gel tut elimden gülüm
Affet Allahım beni
Hayatım zulüm...
Affım için dualar et gülüm
Çürük meyveler yedirdi bana hayat sofrasında..
Açtım bağlı gözlerimi
Bir çöplük hayat sofrası
İyi ki, ölümlüyüz
Ölümün kalbinde gül
Bütün iğrenç yiyecekler hayat sofrasında
Nerdesin anne
Çürük meyveler yedirdi bana hayat ...
Ölüm bu yetim gönüllerin annesi gibi...
Yetim gözlerin annesi
Güneş yüzlü nerdesin
Çürük meyveler yedirdi bana hayat ...
Neredesin ey bahar yüzlüm
Ay sözlüm
Çürük meyveler yedirdi bana hayat ...
Yetim derelerin annesi nerdesin
Sil yıka elini yüzünü bu gönlün annesi...
Ağlasın mı kirli ellerine bakıp bakıp bir sokak çocuğu bir gönül
Çürük meyveler yedirdin bana hayat ...
Al başına çal ey hayat bu iğrenç sofrandan kaçıyorum
O gözleri bağlı çocuk yok karşında artık
Kor haykırışlarla ağlasın bir sokak çocuğu bu gönül
Kirlendim yağmurlar yok mu
Nafile bekleyişim
Bir kuraklık var insan kardeşim bir ömür de beklesem
Ağarası yok elimin yüzümün
Çaresizliklerimiz ölü kuşlar gibi
Ve
Ne hilal ne bir yıldız var gecesine güzelliklerin
Ne kazanılmış bir bedir gördüm tarihinde gönlümün
Onca dert buldu gönlümü ya nerde huzur ...
Ve insan kardeşim
On taş yedim başıma iki ceviz geçti elime her ceviz kapma yarışında...
Dürüstlük ,o koca devlet silinmiş haritadan
Yazlık kışlık elbisesi var yalanın o bir zengine olmuş gelin...
Susmak reva görülmüş her bülbülle korkuları zalim mi zalim hakkı haykıran dilin
Sevap arama günah istemediğin kadar bol tabak tabak kir
Hayat sofrasında
Yaralı geyik gibi her gönül
Sevaplar uzak bir dağ
Yarasını kimler sarsın...
Bin yara aldım hayat sofrasında
Zaman bir savaşçı gönül ülkesinde
Bin depremle yıkan binalarını gülün
Bin atom bombasıyla uçaklarıyla tanklarıyla savaşan bir öksüz çiçekle
Çiçeğin öksüz haritası
Kuyular çöplükler
Yol belli değil ışığın askeri için
Gül insan ve çiçek düşünce ağlamasın mı bahtına
Baharsız kışlar peş peşe geldi
Leşler gördüm hayat sofrasında
Güneş say Aklı
Ay say vicdanı
Bunları sil
Geriye karanlık kalmaz mı
Güneşini yitirmiş kördür gönlüm
Hayat sofrasında
Cennetim nerde
Her yerde perde
Gözlerini bağlamışlar sokak çocuğu olmuş gönül
Bütün beyaz düşler beyaz güvercinlerdir
Nerde güvercinleri göklerin
Günahlar ,cahillikler
Yalan dolan ...
Hayat sofrasında yılan...
Nasıl bir ülkeye benzer gönül denilen şey bilmem
Gülü yok derdi dikeni çok bir ülkedir ömür...
İnsan kardeşim
Mavisi ölmüş bir deniz payımıza düşen
Nefis denilen şey en çok da kara toprağa benzer
Bu kara toprağa
Karanlık dikmişler ağaç diye
Karanlığı sulamışlar ağaç diye
Olmaz olsun bu bahçe
Gül büyütmeyen bu bahçe
Her parçası mezarlık...
Bir dünya benim gönlüm
Cihan harpleri yaşamış bir dünya gönlüm
Yaşım kırk olmadan
İnsan kardeşim masallarım nerede
Sevgi ölmüş saygı ölmüş
Ölmüş güzellikğin askerleri
Taş dikelim mezarlıklara
Bal mı olsun...
Kuş sütü mü beklenilir
Hayat üvey anne sofrası insan kardeşim
İnsan kardeşim
Güneşsizdir bir kutup yazı bu hayat
Bir yaz için iki güneş yetmez
Ne umulur ki, böyle bir hayatın sofrasında
İnsan kardeşim cennetim nerde
5.0
100% (2)