Sayın Bayım,
Bayım demeliydim değil mi, tanımadığım size?
Doğru ya, tanışmamıştık henüz.
Evet bayım,
Merakımı cezbetmektesiniz bugünlerde.
Ve ben geleceğe,size,ilk mektubumu yazmaktayım;
Bir şubat gecesi , bir 14 şubat arefesi.
Ah bayım,
14’ ü değil ama şubatı anlamlı olsaydı keşke şu ayın.
Sıcaklıklar normallerin üzerinde,
Mevsimlerin dengesi şaştı,
Oysa ben üşümek istiyorum bayım,
Üşümek,iliklerime kadar üşümek ...
Şubatta yazı sizinle yaşamak istiyorum,
Buzlarım sizinle çözülsün.
Mevsimler normallerine dönsün bayım,
Şimdilik sadece üşüsem yeter.
Gecenin sessizliğinden bahsetmek isterdim size bayım;
Lakin bu ara geceler günlerden daha gürültülü.
Tekrarlayan bir şarkının tınısı kulaklarımda,
Bir de hiç susmayan iç sesim,
Sizinle konuşmakta çok ısrarlı.
Size sizden bahsetmek isterim bayım;
Hayalimde ne kadar güzel olduğunuzdan,
İçimi nasıl ısıttığınızdan,
Ve bütün aşk filmlerinde sizi nasıl bulduğumdan.
Bulmak demişken bayım,
Bu ara epeyce sizin olmanızı istediğim biri var.
Değilsiniz ama keşke olsanız,
O olmasanız da onun gibi olsanız.
Sizi birisine benzetmek istemem lakin,
O size çok benziyor;
Aradığıma , özlediğime , beklediğime .
Siz de öyle olsanız bayım
Öylesine emin olsam sizin olduğunuzdan,
Bulduğumu anlasam,
Ve teslim etsem mektuplarınızı.
Vakit epey geç oldu bayım,
Geç kaldım yine uykuya
Uykum kaçtı bayım , uykularımı kaçırdınız.
Güneşi bekliyorum şimdi.
Bir ipucu verseniz ya bayım?
İçime doğsanız,
Bir ses verseniz,
Sadece orda olduğunuzdan emin olsam?
Yine eskisi gibi beklerim sizi.
Sizinle tanışacağımı bilsem,
Sonsuza dek beklerim bayım.
Zaten en çok da sonsuzlukta isterim sizi.
Ama lütfen orda olun bayım,
Orda olun ki uykularım kaçmasın,
Orda olun ki şubatta yazın tadına varayım...