35
Yorum
51
Beğeni
5,0
Puan
3819
Okunma

bir palyaço kalbi taşır aşk içi başka dışı başka....
ilkin ılık bir akıştı buluştu gözler de göz bebekleri irkilmeyle büyüdü ve küçüldü
mimiklerin hayretleri arasın da bir garip ışıktı ki
savurup da düşürdü içime
el yüz ve göğsün titrek heyecanı dizlerin bağına inerken
ürkek bir sıcaklıktı yayılıp da yaktı içimi ve dışımı
gülüştü bir an tebessümlerim heyecanla umudum kanatlanıp hüznü aştı birden
“bazen bir ışık ve bazen de zifiri karanlık bir dünyadayım şimdi”
aşk elinde bir değnek ve kaval olan çobanın güdümünde gibi
bazen kavalın nağmelerinde erir dizginsiz ruhlar
bazen de bir taşın veya değneğin izleri barınır yürek esintilerinde
maşallah yolumu ve yönümü dürterek çırpındırmakta
ve meşk ipine tutunmuş atlar mahmuzlamakta
“”ve ruhuma hep çomağı sokup durdukça
dizginsiz bir tay gibiyim düşünce eline ve diline””
biran da çıktı tereddütler önce bakışlarımız pustu
aniden bir karabasanlar kapladı saf yüreklerimizi
nazar değişte umudu kaçmışçasına birden küstük kaderimize
alınıp gücendikçe acılar içinde kahrın külleri ekildi tümden umutlara
oysa o görkemin yanına bu hüzün hiç yakışmamıştı ki
taşa atsan o bile kabul etmezken haspayı belki de kabulü hiç mümkün değilken
eyer ruhunu ayartan kem sesler çoğaldıysa
aklı saran ne varsa çözülüp düşer yerlere
gönlün bam teline öyle bir acı oturtulur ki çöküşte boşlukta kalır bakışlar
“”bu denli şaşkınlık hayra alamet de değil ki
ya ilk adımdan itibaren yamaç çıkarsa karşına””
durdum ve şöyle bir düşündüm anası mı kızımı
ipimin pimini kim çekecek ki
orta oyunu gibi her şey aşikar “kural bir” sen uyacaksın
fitne fücur küpüne sığmazsak yakardı çıramızı kafir
bir an gelir elektrik akımlarının sonu hepten boş çıkar
ne elde ne ayakta bir ısısı kalır o görkemli hislerin
“”nefreti mide bunaltısını işte o anda öğrenmiştim
sevginin nasıl oynak olabileceğinin izlerini de””
şöyle bir düşündüm ve titredim yaş yirmi bir olsa da
genç olmaya genciz de yaşı kemale erenlerin sonu ne ki
hiç duyup görmedim ki dengi dengine çalan sevgi davulunu
ilk demler de bile plaklar hep hüzün çalmıyor mu
arabesk yağmurları altında ıslanmayan kaldı mı ki
nasıl bir yaşamsa bu kim kime dumduma her tür şey
soğuk algınlığı gibi yürek ateş pahası yangınlar da
atinin başı kıçı belli olmaz ki tutunacak bir dalı olmazsa aşkın
sevgiyi boyayıp kara çalmakla kara sevdamı olur
hal böyleyken kim kime güvenle tutunup sarılabilir ki
en iyisi sevmemek sadece sevilmeyi bekleyip de görmek
tutuğumuz eller madem hep bırakıp da kaçıyor bizleri
bizde bir sürpriz lades yapalım onlara o an
onlar ellerini uzattığı anda biz tutup bırakmayalım madem ki
“” ve de sobeleyelim onların şaşkın yüreklerini belki o zaman
haspalar uzattığımız ellerimizi bırakmamayı öğrenirler belki””
(17.02.2014) AZAP…
5.0
100% (47)