1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1342
Okunma

Akasya gerdanları kucaklamıştı sahilin meyhanelerini
Keder kalbin kıyısından denizi seyrediyor
Geçmiş ilkbahar lavantaları kalbimde
Rüyanın leylak bahçelerine dökülüyorum
Sürgün günlerimde yılların yorgunluğu
Zamanın kanserinde şakırdayan hasretin kokusu
Hayal kırıklıklarının şaşkınlığındaki aşklar
Onlarla kucaklaşan bergüzar feryatlar
Kader savuruyor sürgünlere beyhude rüyaları
Poyraz demetleri gece denizinin koynunda
Sevinçsiz bakışlar gülüyor bana derinden
Üşüyen zamanlar geçiyor gurbetin trenlerinde
Yorgun rüzgârlar uğuldayarak ağlaşıyordu
Sürgündeki kederin kokusunu özlemişim
Sanki bana gülüyorsun güllerin kalbinden
Değdikçe kavurduğu yanık gurbet kokusuyla
Rüyanın kanserine beyhude gülüşler akıyordu
Zaman ağlarını topluyordu kaderin denizinde
Çamlığın tepesinden bulut kervanları geçiyor
Koruluğun heybesinden meltemli gülüşler saçılmıştı
Gönül mabedinin müjdesi kalbimde
Sanki yârin gülüşleri zamanı kuşatmış
Mahpushane avlusunda göğün mavisi
Yitirmişim özlemlerin en ilâhisini
Yıkılmışım yârin beyhude tebessümüyle
Gökkuşağı bahçesinde gönül seslerinin
Billûr bir gülüşüyle yârin hasreti
Akasyaların sessizliğine daldım
Çamlığın rüzgârları dağlardan denize seriliyordu
Uçuşuyordu yakamoz demetleri yıldız limanlarında
Kalbin ıslıkları gecenin doruklarını kuşatıyor
Ayın renkli gülüşleri dağların kucağında
5.0
100% (3)