2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1227
Okunma
Elleri emek kokandan, ç a y
Sözü yormayandan, ş i i r istemiştik..
Ağzımız seğirmemişti daha kelama,
Yoktuk.
Tanklar oyuncaktı erkek çocuklarına,
Henüz cesetleri çiğnememişti
Bez bebekleri vardı kız çocukların
Bebeklere kefen biçilmemişti..
Biz, göğü yıldız, yeri yeşil bir şehrin içinde uyuyorduk..
Ayağına kıymık batan yetimden habersiz.
Babası yoktu oysa, kıymığını çıkaranı da..
Bir ayakkabısı olsaydı eğer
Hiç olmayacaktı ayağında, kıymığı da..
Uyuyorduk..
İntihara meyilli gözlerimizle
Dağların omuzlarından bakıyorduk Cihan’a..
İstesek onarırdık,
Ölülerini bile toplamaktan aciz bir halkı.
İstesek;
Yüreğini kıtlık korkusu sarmış anaların
Can fezalarını, ay ışığıyla donatırdık.
Nüfusu genç, yeraltı zengin (!)
Arş’a doğru ivmeli adamlardık
Öyle diyordu bir devrin Başbakan’ı!
İstesek güle çevirirdik vahayı
Ne devşirme Amerika sevdası
Ne yozlaşmış Arap baharı.
Kara kışa sürüklenen ülkemden
Gül kaçsa, ardından gitmez miydi kokusu?
Sokaklarda fitillenmeyi bekliyordu molotoflar
Bir kibrit alevine bakıyordu
Köşebaşında kundaklanan yangınlar..
İçlerine bir yetim gülüşü saklayamamış koca koca adamlar
Ülkemin içinde, iç içe büyüyen ülkelerden bahsediyordu!
Toyduk.
Bambaşka ellerde haritamızın küçülüşünü seyrederken
Bir adam çıkmış,
Hepimize -kulluğu- anlatıyordu, en köleliğinden!
Okumayı, düşünmeyi, reddetmeyi öğretebildiğimiz
Bir kaç çocuktan, oyunca askerler alana,
Genç kızların sandıklarındaki çeyizler,
Ve o yetimin ayağında ki kıymık
Çürüyene dek, sürdü bu oyun.
Büyüdük.
Oysa biz sadece,
Elleri emek kokandan, ç a y
Sözü yormayandan, ş i i r istemiştik..
A.kpınar
5.0
100% (4)