19
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
2096
Okunma
Ayak sesleri sardı beynimin odalarını
Gidiyordu sessizce örtüp günahlarını
Yanına yolluk alıp, götürdü ahlarını
Usulca fısıldayıp GİTME KAL ... diyemedim
Manidar bir bakışı çivileyip aklıma
Değmedi gözler göze bu nasıl uğurlama
Sanki duymak istedi imdada bir ses ama
Usulca fısıldayıp DİLİM LAL ... diyemedim
Bahaneyle beklerken vicdanı kor ithama
Yükünü hafifletip yeltendi ilk adıma
Kimbilir ne çok kere, gelip döndü kapıma
Usulca fısıldayıp ZİLİ ÇAL ... diyemedim
Karanlığı kadehte içip deva aranmaz
Gölgelerin izinde yola revan olunmaz
Duygular boş mezara gömüp kuma saklanmaz
Usulca fısıldayıp ÖRTME SAL ... diyemedim
Gözleri uzaklarda çıt bile çıkarmadı
Yutkundu sanki bir söz dilinde rehin kaldı
İçimde onca soru, bir merak beni aldı
Usulca fısıldayıp BU NE HAL ... diyemedim
Yol ayrımına doğru çevirerek başını
Sıktı yumruklarını kırdı sabır taşını
Silmedi akıp giden son damla göz yaşını
Usulca fısıldayıp MENDİL AL ... diyemedim
Belki yalnız kalmalı bitişe doğru gece
Yanında götürdüğü daha neler var nice
Söylemesi zor değil, aslında birkaç hece
Usulca fısıldayıp HOŞÇAKAL ... diyemedim
5.0
100% (22)