1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1063
Okunma
ne siyah gibi sert
ne beyaz gibi temiz
değdiği rengi kirleten
ne renkli ne de renksiz
gölgeler güneşin ışıltısını
göğün parlak mavisini
yaşam sevincini dinlemez
alıp yok eder hepsini
genelde akşamları çöker
uğursuz bir ışık huznesi
ne gecedir artık ne gündüz
duyulur kuşların göç sesi
dünya kabuğuna çekilir
vakit azlığın hizmetkarı
yapay ışıkları parlatır
perdeler yıldızları
sanki cıva yağar tepeden
ağaçlar yasa bürünür
yaprak uzaklaşır yeşilden
kifayetsiz bir ay görünür
bulutlar kaçışır sonra
kapının kapandığı duyulur
bir gün daha eskir dünya
dalgalı sular durulur
çocuklar çekilir sokaklardan
gelir aşıkların zamanı
gitmelidir bu diyardan
çok uzaklara kaçmalı
çiçekler mahzun olur
boyun büker kırmızılar
fazla da bekletmez gece
teselli ikramiyesi yıldızlar
safi ciddiyettir dünya
asık suratlı haberler
sonra soytarılar çıkar
kendi kendilerine gülerler
kafi gelmez günışığı
yine de akşamı isteriz
gün apansız batınca
yalancı güneşi bekleriz
sebepsiz değildir ruhumuzun ağlaştığı
5.0
100% (1)