2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2108
Okunma

Berber parası yoktu herhalde,
Anam sındı ile keserdi saçımı,
Haşhaş kozalağı gibi olurdu başım,
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
Banyomuz yoktu, sıcak sulu,
Leğende kirli çamaşırların üstüne oturtup,
Kalıp sabunla yıkardı anam beni.
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
Terzimiz yoktu takım elbise dikecek.
Siyah şayak bez en iyi urbalıktı.
Anamın diktiği askılı pantolon en güzel esvaptı.
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
Renk renk gazeteler yoktu; okumak için.
Yerde yazılı bir kağıt parçası görsem,
Merakla kapar, her tarafını okurdum.
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
Babamın akarları yoktu.
Kesilecek bir ormanı,
Odununu taşıyacak bir de boz eşeği vardı.
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
Keserdik meşe ağaçlarını ormandan,
Yükleyip eşeğe, ekmek fırınlarına satar,
Parasına da arpa, buğday, kalem, defter, kitap alırdım.
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
Taşlı tarlalardan orakla biçilen ekinleri,
Deste deste denk edip, yüklerdik eşeğe,
Karınca gibi taşırdık evin damına.
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
Çakmak taşlı düvene, koşardık eşekle ineği.
Deh, ho deyip sürerdik sapı.
Yel estikçe savururduk, daneyi samandan ayırmak için.
Çocuklarıma bakıyorum, çocukluğumu hatırlıyorum.
Hüseyin Çetin, Konya, 12.12.2007
5.0
100% (2)