0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
850
Okunma
Bir olmaz hayalın peşine düşmüş
Caresizliğin her yanı sardıği
Soğuk ve yokluk dolu bir geleceğe
Ağır adımlarla gidiyorum ANNE
Tesbih taneleri gibi dizilmiş bembeyaz bir coğrafyada
Yol alıyoruz,demeden gündüz gece
Gözlerim siyah ve beyaz renkleri görüyor sadace
Soğuk,bir mengene gibi sıkıyor beni, ANNE
Arkamda dudaklarından semaya serpişen duaların
Senden ayrılık,tir tir titretirken telini,gönül sazımın
Takılıp kuyruğuna,kırbaç gibi yanaklarıma vuran rüzgarın
Harebeye dönmüş vatanımı,gülistana çevirmeye gidiyorum ,ANNE
Dizlerim uyuşuyor anne,yoruluyorum
Zemheri ayinda karlara bulanıyorum
Ne önümü ne de karanlığın sonunu görebilyorum
Ama pes etmek yok,Rusç’u atacağım topraklarımdan ANNE
Sarıkamış’a doğru yol alıyoruz,ucsuz buçaksız ormanlarda
Isınırmıyız,yiyecek bulurmuyuz.sahi ya varırsak sarıkamış’a
Giysilerimiz yenilecekti,gemimiz batmasaydı kardeniz’de
Kar kelebekleri birer beyaz kurşun gibi döşüyör üstüme üstüme ,ANNE
Uzadıkça yollar daha bir yaklaşıyor beyaz ölüm
Aralığın yermi sekizin de güneşi yakalamaya çalışıyorum
Dizlerimin bağı çözülüyor,burnumu dahi hıssedemiyorum
Ya bu uğur da şehidim,yada sevdamı dirilteceğim ,ANNE
N’olaydı şimdi yani başimdan sen olaydın,bir tas çorba içireydin
N’olaydı bir kuru soğanı ekmeğıme katık yapaydın
Ağaç kabuklarından medet umuyor,çarıklarımın derisini kemiriyorum
Açlık çok zor,midemi bastıramıyorum, ANNE
Artık başım bir buğday başağı gibi eğildi
Ne kadar zorlasamda kaldıramıyorum bedenımi
kolay değil ahdettik Allah’ü Ekber dağlarına gitmeyi
Yol ıssız,kurtlar açlık uğultusunda,tek dayanağim süngüm,ANNE
Bir adım daha yiğidim diyorum,bir adım daha
Anan için,vatan için,bayrak için bir adım daha
Ama gidemiyorum,kollarım da sen diye sarldığım şüngüm
Aslan oğlun,yiğit oğlun,birazdan kurban olacak yaradana,ANNE
Buzlamış dudaklarımla,o sımsıçak ellerinden öpmeyi
Donmiş bedenimi sıçaklığından ısıtmayı
Çok mu çok istiyorum Anne
Neredeyim,buralara nasıl geldım,bilmiyorum,bilmiyorum,ANNE
Sen beni hasretli türkülerle günlerce sokaklarda arayacak
Pencereye çıkıp,dar sokaklarda,sır olmuş evladının dönüşünü bekliyeçeksin
Hesapsizca harcadığımız günlere,içli içli yanacak
Ve nihayet bir kış ortasında,kardan kefene sarılı bulaçaksın,ANNE
Saçlarımın sarısını,gömüldüğüm kardan,sarıcamların yeşiliğine süreceğim
sen her bir ağaçta,Yusufları,Hüseyinleri,Mehmetleri göreceksin
Ve yine kar yağacak SARIKAMIŞ’a beyaz kelebekler gibi usul usul
Gök semanın kucağından,dökülen kar tanelerini,şehitlerin hediyesi bileceksin, ANNE
MEHMET KARADAĞ