1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1454
Okunma
Kirlenmiş gök pınarı ,
haciz görmüş sokaklar ,
kir içinde gezer bedenler ,
birde yeni suçlara gebe yarınlar ,
ömrümce kamburum varlık ile yokluğa .
Karanlığın aydınlığına ,
kaybolan kalabalıklara ,
dokunamacak kadar kuş kırıntıları ,
birde öznesiz yüklemsiz aklımın pervazlığı ,
ömrümce boynunu uzatır isyanını taşıyan tagutlara .
Toprak hürriyeti ,
vuslat baharı ,
ölümün şifasını özler ,
tabutunu taşır tagutlar,
ecelsiz ölü yıkar saydamlığı ,
ruhunu pişirir kızgın ateşi ,
birde helvasını yedirir ölmüş ruhuna ,
birde sanar ölülerde helva yiyor diriler
ömrümce sayar kendisini helvada kavrulmuş ceviz .
Yosun çiçekler gözyaşı sağar ,
gün düşümü damlası kor gibi yakar,
birde ; cennet bekcisi duruşlar ;
ömrümce saklı kalır uzağın hoyratlığına .
Bülbülü ahu zar eder ,
gülizarı ahu-naz eder ,
gözlerinden ışıltılar geçer ,
birde ; sararıp solar güller ,
ömrümce içip içip susmalarda (n)ar yağmurları .
Damıtılıyorken nehirler ,
cemrelere çoğalır başaklar ,
süt tohumdan çıkmaz çorak toprak,
birde ; dağların karnı delik ,
çarpa çarpa büyür çakıl taşları ,
ömrümce damla dağlar oluşur gönlümde .
bir akış !
bir yağış !
bir yaşam !
bir yar !
bir yer !
düşten öte gerçekten içre ,
yağmurların anası yok ki ,
birde ; anasız yağmurlar yağar içimden ,
ömrümce sel olur yüreğimden .
Gülay GÖKTÜRK
5.0
100% (5)