AĞAM

Dumansal tüttürgeç tüter elinde;
Kasketi başında gülüyor Ağam...
Doludur piştolü saklı belinde
Vurmanın vaktini biliyor Ağam...

Açmıştır paketi etmiyor tasa,
Hollanda’dan gelmiş boyu çok kısa,
Hıyar yemez lakin geçersiz yasa
Bizimle kafayı buluyor Ağam...

Tesbihi kehribar rengide sarı,
Altındır saati düzgün ayarı,
Attıkça doldurur boş olan yeri
Gaz verdikçe sazı çalıyor Ağam...

Bellidir yediği ya kebap, ya et,
En çok sevdiği şey edilen davet,
Ağalık vermekle olur nihayet
Bir hamsiyi kırka bölüyor Ağam...

Cihan pehlivanı bir Koca Yusuf,
Ne bulduysa kapmış etmemiş israf,
Parlaktır çizmesi beyhude masraf
Verdiği yok, toptan alıyor Ağam...

Bu tebessüm müthiş sahraya değer,
Bu ihtişam hangi tabloya sığar,
Ressam Halil, yiğit tek böyle doğar
Derya kuzusudur dalıyor Ağam...

Halil GÜLEL
Düsseldorf / 07.11.2013
(Balık Kavağa Çıktı)

AĞADAN CEVAP

Dumansal tüttürgeç elde olsada
Zararlıdır diye çekmedi Ağan.
Sekiz köşe kasket hediye geldi
Almak için çok dil dökmedi Ağan.

Ağa paket almaz beleştir ona
Paket de nedir ki kestiler dana
Kavurmadan biraz sakladı sana
Kimsenin boynunu bükmedi Ağan.

Kehribar tesbihin havası başka
Anlaşılan sen de gelmişsin aşka
Bir tanede sana alsaydı keşke
Orasını akıl etmedi Ağan .

Hollanda çok zengin sebzeden yana
İstiyorsan hıyar göndersin sana
Cacıkta yaparsın iç kana kana
Lahanayı daha sökmedi Ağan.

Ordu Yunusköy’de seçtiler ağa
Takılmadı hamsi attığım ağa
Huyu değil girmez sahipsiz bağa
Hep doğru yürüdü sekmedi Ağan.

Yusuf’um anlım ak başım ise dik
Yaradan verdi biz ise yedik
Karnımız doyunca çok şükür dedik
Artanı savurup dökmedi Ağan.

Yusuf Giraz
Oberhausen / 10.12.2013
(Balık Kavağa Çuktı)