Çok iyi hatırlarım, çocukluğumuzda ortasında kocaman sehpası olan misafir odamız diye bir oda vardı.

Gelen misafirler hangi sigaradan içiyorsa, dedem o sigaradan alırdı. Paketleri açar, açık olduğu belli olsun diye de sigaranın uçlarını hafifçe dışarı çıkarırdı.
Misafir geldiği zaman kahve ikram edilir, asla kendi sigarasını içmesine müsaade edilmez, sehpaların üzerindeki sigaradan ikram edilirdi.

O zamana bakıyorum da insanlar ne kadar uzun ömürlü ve sağlıklıydı...

Fakat kimsenin evine inorganik denilen sebze, meyve girmezdi hatta inorganik veya organik nedir diye sorsanız, o zamanlarda kimse böyle bir şeyi bilmezlerdi. Şimdi organik sebze, meyve bulabilmek için dünyanın parasını ödüyoruz, yine de emin değiliz.

O zamanlar ninem bir tavuğu sabah pişirmeye başlardı, tavuk ancak akşam yemeğine pişerdi. Şimdi ne tavuğu ateşe koyduğumuz anda sofraya hazır. Tavuk bile, tavuk olduğundan şüpheli...

Canım bazen temiz havayı içime çekmek istiyor; içinde neler neler var.

İçinde fabrika bacaları, minibüsler, trafik karmaşıkları, işsiz insanlar, kredi borçları, alacaklar, verecekler, daha neler neler...

Sigara mı?


Sıra ona gelene kadar insanlar çoktan ölmüş oluyor.

efendim sigarayı bıraktım sözünü sözde kalmamasını hararetle arzu edenlerdenim sigarayı bırakmış bir olarak size tavsiyem size sürekli baskı uygulayacaktır ve sizde o güçle ona karşı koyacaksınız enzayıf anınızda yakalamaya çalışacak ve o anlara önceden hazırlıklı olmalısınız daima başarılar başarılar başarılar dileğimle eminimki başaracaksınız saygılarımla