47
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
3298
Okunma
Ne bacı, ne gardaş, hepsi yalanmış,
Beyhûde avutma, gönlünü gardaş!
Kimisi çıyandır, kimi Yılanmış;
Beyhûde avutma, gönlünü gardaş!
Akraba, Akrepçe, iğnesin sokar,
Sen şurda paralan, öteden bakar,
Düşmân oku değmez, can sözü yakar;
Beyhûde avutma, gönlünü gardaş!
Hele ana baba, düşmâna kozsa,
Zor mu düşmân gelip, bendini bozsa?
Deyip;"Mevlâm yeni bir kader çizse!"
Beyhûde avutma, gönlünü gardaş!
Sen Hakk’ı dosdoğru, kalpten bilince;
Neticede ihsân gelir hâlince,
Göçer öte yana, vaktin gelince,
Beyhûde avutma, gönlünü gardaş!
Üzülme dert etme, olacak olur,
Su akar sonunda, mecraın bulur,
Hor görenin başa, gördüğü gelir;
Beyhûde avutma, gönlünü gardaş!
Deme; Emmim, dayım, sülâlem kör mü?
Boşmuş hepsi inan, tırnağın var mı?
Var kaşı başını, bu kadar zor mu?
Beyhûde avutma, gönlünü gardaş!
Nizâ-yı Habil’le, Kabil’den beri,
Bu fitne sarmıştır, gökleri yeri,
Hakk düzeltir ancak, gönülden körü;
Beyhûde avutma, gönlünü gardaş!
Ozan İlo senin, derdini bildi,
Üzüldü bundan da dersini aldı,
Sanma kulu yeren, ebeden kaldı;
Beyhûde avutma, gönlünü gardaş!
02.01.2008/12.16