Yüzünde bir avuntu saçların darmadağın;
Biliyorum, ha desem kanayacak bu yara…
Caddelerin yasaklı sokakların tutarsız;
Dilimde Başkentimsin dudağımda Ankara…

Bir umuttur içimde, gelmese de beklenen;
Masadaki büyükten son kadehe eklenen;
Görmesinler diyerek el – alemden saklanan;
Dilimde Başkentimsin dudağımda Ankara…

Can çıkıyor bedenden huy çıkmıyor huy işte;
İnat etme bu akşam sol yanına uy işte;
Bunca yılın hatrına duy diyorum duy işte;
Dilimde Başkentimsin dudağımda Ankara…

Çocuklaşıp zamansız kahredip, kızdığım sen;
Kaldırım taşlarına adını yazdığım sen;
Bu gece şu masada fikrimi bozduğum sen;
Dilimde Başkentimsin dudağımda Ankara…

Hele çağır bir gel de, koşarak gelmez miyim;
Deli misin nesin sen kadrini bilmez miyim;
Sen orada ağlasan, gözümü silmez miyim;
Dilimde Başkentimsin dudağımda Ankara…

Sek dolacak kadehler çekerek her ahını;
Hesabıma yaz Tanrım, ne varsa günahını;
Ne olur bari son kez göstersen sabahını;
Dilimde Başkentimsin dudağımda Ankara…

Ali ALTINLI – 13/11/2013
Saat: 23:49