Yıllar önce yine böyle bir On Kasım günü Batman sokaklarında minik bir ilkokul öğrencisi kendi kendine -o gün arkadaşlarının ve öğretmenlerinin huzurunda - okuyacağı şiiri tekrarlıyordu. Kendi kendine tekrarlarken bile heyecanlanmış ve takılmıştı. Devamlı:
’’ Beni dertten derde saldın On Kasım, Aklımı başımdan aldın On Kasım ’’
Diyordu şiirin devamını hatırlayabilmek için. Daha sonraki yıllarda içinde bu beyitl geçen bir şiire rastlamadım.
2005 Yılında -önünde 30 Ağustos Zaferininin 83. Yıldönümünü kutlama programını yaptığımız ve zaferin anlam ve önemini benim anlattığım- Atatürk Heykelinin kaidesinde yazan ’ Ne mutlu Türk’üm Diyene ’ Yazısı 2013 yılında kaldırıldı.
İşte o sebeple ben yeni bir şiir yazmak yerine 10 Kasım 2011 de yazdığım bu şiiri bir kez daha yayınlıyorum.
Umarım o Batman’lı o küçük çocuk ( Şimdi büyümüştür tabii ki) hâlâ ’ Aklımı başımdan Aldın On Kasım ’ Diyebiliyordur.
O çocuğun hatırlayamadığı dizeler şöyle bir şey olabilir miydi acaba?
AKLIMI BAŞIMDAN ALDIN ON KASIM
Seni hiç sevemedim Kasım ayı. Haram ettin bana bütün dünyayı. Dokuzda kal. Onun hiç gelmez olsun. Sanki niçin yine geldin On Kasım.
Saat yine dokuzu beş geçiyor. Gözlerim perişan, kalbim acıyor. Şu halimden bilmem ne zevk alırsın. Yine beni mutsuz kıldın On kasım.
Sararttın yine bütün yaprakları. Göz yaşıyla doldurdun toprakları. Çabucak git yalvartma beni artık. Niçin böyle uzun kaldın? On Kasım.
Beni Dertten derde saldın On Kasım. Aklımı Başımdan aldın On Kasım. Bir tek sevdiceğim vardı. Şimdi yok. Atatürk’ü benden aldın On Kasım.
Ve bir şiir daha
VE ALEYKÜM SELAM
Yıl 1938. Aylardan Kasım. Onuncu gün. Akrep 9 da Yelkovan 5 in üzerinde.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
இܓ AKLIMI BAŞIMDAN ALDIN ON ‘’iki ‘’ KASIM Depremi…
10 katlı bir binada deprem sarsıntısı geçirmiştik… Müteahhitlerin aç gözlülüğünden midir, depreme dayanıklılık denetiminin olmamasından mıdır nedir vs. binalar pizza kulesi gibi eğrilmişti, çatlaklarda olunca canlar pazarda gibiydi adeta…yıllanmış binalar çokk şükür imha edildi can kaybı olmadan ... yerine yenisi yapılacak…İnşâALLAH… o sallantıdan çokk dersler çıkardım , 17 Ağustos depremini hatırlayarak… இܓ
************************************************************************** hey gidi goca dünya gam yükümüsün … (Yükü müsün ?) இܓ söyle söyle fani dünya dert küpümüsün …( Küpü müsün ?) இܓ
C.H. Partisinin, Atatürkçülerin ve Kemalistlerin başı sağ olsun… Bir kemal gitti bir kemal geldi… gelen gideni arattı mı acaba… kılıçtaroğlu da başarılı bir siyasetçi…tabi uzmanlık alanı Atatürk ilke ve inkilaplarıyla doğru orantılı olmasına rağmen KUR’AN – I KERİM’ MAİDE- 54 ‘ te övülen HAKİKİ TÜRK ATALARININ HAKİKAT İNKILAPLARIyla ters düşüyor maalesef…Yaşanmış veya yaşanmamış tarihi, Türkiye Cumhuriyeti, Edebiyat Defteri ve bireylerden oluşan koalisyon üçlüsü ambiyansında ‘’ ustaaaa ortaya bi karışık salata… ‘’ tarzında ele alınıp çok edebi eser verilmesi takdire şayan… şu ülkede Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı 10 tane ögretmen olsa diyoruz...diyorsununuz … diyo –lar…azı yarar, fazlası zarar gülümsemenin de bu mübarek günleri tüketirken öm’r-ü fani dünya gaylesiyle…tebriklerim çokça…(edebiyat defteri lehçesi ) இܓ
BU SENE YİRMİ DÖRDÜNCÜSÜ DÜZENLENEN, "MİSS MODEL OF THE TURKEY" GÜZELLERİ, BİRİNCİ OLMAK İÇİN, HZ.EBÛ EYYÜB EL ENSÂRİ'DEN YARDIM İSTEDİLER... ________________________________________
Ey benim yaz güzeli kızlarım Ey âtinin annesi, yıldızlarım. Bakınca şu halinize ah edip, Gönlüm pare sızım sızım sızlarım.
Edersiniz meşhur olmaya meyil. O kapıda saygı ,edeple eğil. Bilmezsiniz a benim saf kızlarım. Eyüp Sultan jüri üyesi değil.
Ah be kızım sen kimlere inandın? İnandın da boşu boşuna yandın. இܓ Eyüp Sultan, O bir Allah dostudur. இܓ Yoksa onu Hıncal Uluç mu sandın?
Gerçi Allah bilir senin içini Lakin niye örtersin ki saçını? Dua edip ordan çıktıktan sonra, Yarışmada açacaksan kıçını?
Güzelsiniz, şirinsiniz ve de hoş. Lakin bu icraat oldukça nâhoş Bence biraz beyin dileyin Haktan. Çünkü kafa var da içi hepten boş.
Koşmuşsunuz düşünüp taşınmadan Gelmişsiniz huzura üşenmeden. Gerçi tam da yeri lakin, Ramazan. Sami sussun küfürü döşenmeden.
Berna Karagözoğlu -இܓ Emel Sayın - Mavi Boncuk - Dailymotion video ► 5:50► 5:50 www.dailymotion.com/.../xb86kr_berna-karagozogl... o Benzer 21 Kas 2009 69. Bilgi; 5 yorum; Videolar; Paylaş; Buraya ekle. இܓ Berna Karagözoğlu - Emel Sayın - Mavi Boncuk ...
************************************************************************* இܓ hayat insanı bazen öyle bir noktaya getirir ki Kimseye Zararın Olmamıştır Ama Sen Ziyan Olmuşsundur!
இܓ Ölüm, en büyük nasihat இܓ ________________________________________ Büyük âlim ve evliyalardan Seyyid Taha-yı Hakkâri “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün ölümden sordular.
Cevaben; - Ölümü hatırlamak, en büyük nasihattır, buyurdu. Her iman sahibi kimsenin, ölümü çok hatırlaması sünnettir.
Ve daha açıkladı: - Ölümü çok hatırlamak, emirlere sarılmaya ve günahlardan sakınmaya sebep olur. Haram işlemeye cesareti azaltır. Peygamberimiz “aleyhisselam”; (Lezzetleri yıkan, eğlencelere son veren ölümü, çok hatırlayınız!) buyuruyor.
Ve devam etti: - Din büyüklerinden bazısı her gün bir kere hatırlamayı adet edinmişti. Evliyanın büyüklerinden Muhammed Behaeddin Buhari, her gün yirmi kere, kendini ölmüş, mezara konmuş düşünürdü.
Ölmeden evvel ölünüz! இܓ
Bir gün de tul-i emelden sordular bu zata. Cevabında; - Tul-i emel, uzun emel demektir ki, çok yaşamayı istemektir, buyurdu. İbadet yapmak, dine hizmet etmek için çok yaşamayı istemek, uzun emel değildir.
Ve izah etti: - Uzun emel sahipleri, ibadetleri vaktinde yapamazlar. Tövbe etmeyi terk ederler. Kalbleri katı olur. Ölümü hatırlamaz, vaaz ve nasihatlerden ibret almazlar.
Ve daha açıkladı: - Uzun emel sahibi hep dünya malına ve mevkisine kavuşmak için ömrünü harcar. Ahireti unutur. Yalnız zevk ve sefasını düşünür.
Ve bir hadis-i şerif: - Peygamberimiz “aleyhisselam”; (Ölmeden evvel ölünüz. Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz!) buyuruyor. இܓ
இܓ “Din Nasihattır” Hadisi Üzerine இܓ Camilerimizin hemen hepsinde minberlerin kapısının üstünde şu hadis-i şerif vardır: “Din nasihattır”. Bu ifade şu hadisin ilk kısmıdır. “Din nasihattır. Kime ya Rasulallah? Allah’a, Kitabına, Rasûlü’ne. Müslümanların imamlarına ve cemaatına.” (Buharî, Müslim, Nesaî) “Din nasihattır” ifadesini yalın olarak ele aldığımızda, nasihat kelimesinin manasını “öğüt vermek, doğru yolu göstermek” olarak ele almak ve buradan hareketle vaaz ve nasihatın yapıldığı minberin kapısına bu yazıyı asmak, yerinde bir hareket gibi değerlendirilebilir. Fakat bu ifadeyi, bir parçası olduğu yukarıdaki ana hadis içinde mütalaa ettiğimiz zaman başka bir anlamla karşılaştığımızı görmekteyiz: “İhlas, samimiyet, sadakat ve itaat.” Bu dört kelime, anlam bakımından birbirlerine yakın olmakla beraber, “öğüt vermek” mefhumundan bir hayli uzaktırlar. “Nasihat” kelimesinin manasını arap lügatlerinden araştırdığımızda, karşımıza çıkan açıklamaların bizim işaret ettiğimiz mana yönünde olduğu görülmektedir. Şu ayeti kerimede de nasihat kelimesinin kökü olan nasaha kelimesi yukarıda verdiğimiz anlamda kullanılmıştır: “Zayıflara, hastalara, harcayacak bir şey bulamayanlara, Allah ve Rasulü’ne nasih (sadık) kaldıkları müddetçe (sefere katılmamalarından ötürü) bir günah yoktur.” (Tevbe/91) Bu ayetin tefsirini yaparken Kurtubî şöyle demektedir: “Hakkı tanıyıp kabul ettikleri, Allah’ın evliyasını sevdikleri ve düşmanlarına buğz ettikleri müddetçe sefere katılmamalarından ötürü onlara bir günah yoktur…” (el-Cami’, VIII, 209) Şu hadiste geçen nasihat kelimesi de ihlas ve sadakat anlamında kullanılmıştır: “Rabbine karşı ibadet görevini ve efendisinin kendi üzerindeki nasihat ve itaat haklarını yerine getiren bir köle için iki ecir vardır.” (Buhari) Bir kölenin efendisine öğüt vermesi pek mümkün olmayacağından, bu hadisteki nasihat kelimesinin manası sadakat olarak anlaşılmalıdır. Sonuç olarak şunu söylüyoruz: Evet din, gerçekten nasihattır. Fakat bunun manası; “din öğüttür” şeklinde değil, “din ihlastır, sadakattir ve itaattir” olarak anlaşılmalıdır. Bu bakış açısı kavranıldığı zaman anlaşılacaktır ki, “din nasihattır” ifadesinin yeri, camilerdeki minberlerin kapısı değil, müminlerin kalbidir. இܓ
இܓ ‘’velhasılı kelam şiir bu herkes kendi hayal dünyasına göre yorumlar. İşin o tarafına şiiri yazan bile karışamaz.’’
son olarak;
இܓ sözlerinizle bakış açımı gözden geçirdim ve kendi hayal dünyamda bu şiir(ler)inizi böyle yorumlamaya çalıştım… ilk şiiriniz çokk güzel ve anlamlı olmasına rağmen ne ödül almış ne de rağbet görmüş…bu üzücü bir durum... ödülü gerçekten hak eden ve ders veren bir ŞİİR olmuştu halbu ki ...nefisle savaşmak hakikaten çokk zor...
இܓ Rica ederim…Şiirlerinizin ve yazılarınızın tamamını okumadım… Okuduklarıma yaptığım yorumlar, sizin yazarken harcadığınız zamandan biraz daha fazla zamanımı alsa da, KUR’AN –I KERİM Bakara Suresi -261,216,217.ayetlerini ve Lokman Suresi 34. ayetini okumama vesile olduğu için ziyandan sayılmaz…tam tersi zamanı değerlendirmektir… çokk teşekkür ederim duyarlı yüreğinize… siz de ALLAH’a emanet olun… இܓ
Öncelikle bu kadar çok yazımı, şiirimi okumuş olmanız, onlardan notlar almanız dolayısıyla çok çok teşekkür ediyorum.
Kur'an-ı Kerimin pek çok ayetinde Yüce Yaratan zamana yemin ediyor. Mesela Asr suresi ''Asra yemin olsun ki '' Diye başlıyor. Dolayısıyla zaman insana Allah (C.C) Tarafından verilmiş en kıymetli hazinelerden birisidir. Bu kıymetli hazineyi yazılarımı ve şiirlerimi okuyarak, onlara bu çok çok güzel yorumları yazarak beni ziyedesiyle onurlandırıyorsunuz tekrar teşekkür ederim.
Madem Kur'an dedik, madem Maide Suresi 54. Ayet dedik o halde yine Kur'an diyelim ve Bakara Suresi 261. Ayeti okuyalım.
Savaş, hoşunuza gitmediği hâlde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Bir kez daha okuyalım:
''Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.''
Allah(C.C ) Razı olsun
Selam, sevgi, saygı ve dualarımla...Allaha emanet olun.
இܓ Rica ederim…Şiirlerinizin ve yazılarınızın tamamını okumadım… Okuduklarıma yaptığım yorumlar, sizin yazarken harcadığınız zamandan biraz daha fazla zamanımı alsa da, KUR’AN –I KERİM Bakara Suresi -261,216,217.ayetlerini ve Lokman Suresi 34. ayetini okumama vesile olduğu için ziyandan sayılmaz…tam tersi zamanı değerlendirmektir… çokk teşekkür ederim duyarlı yüreğinize… siz de ALLAH’a emanet olun… இܓ
Öncelikle bu kadar çok yazımı, şiirimi okumuş olmanız, onlardan notlar almanız dolayısıyla çok çok teşekkür ediyorum.
Kur'an-ı Kerimin pek çok ayetinde Yüce Yaratan zamana yemin ediyor. Mesela Asr suresi ''Asra yemin olsun ki '' Diye başlıyor. Dolayısıyla zaman insana Allah (C.C) Tarafından verilmiş en kıymetli hazinelerden birisidir. Bu kıymetli hazineyi yazılarımı ve şiirlerimi okuyarak, onlara bu çok çok güzel yorumları yazarak beni ziyedesiyle onurlandırıyorsunuz tekrar teşekkür ederim.
Madem Kur'an dedik, madem Maide Suresi 54. Ayet dedik o halde yine Kur'an diyelim ve Bakara Suresi 261. Ayeti okuyalım.
Savaş, hoşunuza gitmediği hâlde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Bir kez daha okuyalım:
''Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.''
Allah(C.C ) Razı olsun
Selam, sevgi, saygı ve dualarımla...Allaha emanet olun.
ve ölüm anında kime denir aleküm selam diye kimbilir kimler vardı kimler geldi onu almaya rabbim hepimize imanlı ölümler nasip etsin saygmlasınız herdaim
Ve aleykümselâm,Atatürk'ün son sözü sanıyorum. Bir de saat tam 9'da saat kaç diye sormuş.
Atatürk bizim sahte dinciler gibi değildi. Gerçek bir müslümandı. Öyle olmasa Kur'anı Kerimi türkçemize çevirtip, bütün milletimizin dinini anlamasını ister miydi?
tebrikler, güne yakışır anlamlı şiirlerdi.
selâm ve sevgiler..
glenay tarafından 11/11/2013 8:50:13 PM zamanında düzenlenmiştir.
//Asaletine dünya hayran Türklüğü yücelten komutan Adaletine boyun eğer düşman Tarihi yeniden yazan kahraman Ülkesine hayatını adayan Reform yenilikleri yapan Kahraman lider ATAM...//
//Büyük ölülere matem gerekmez,fikirlerine bağlılık gerekir. GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK//
//Atatürk'ün bir saati vardı Yediveren gül gibi açardı
Atatürk'ün bir atı vardı Etilerden beri yaşardı
Atatürk'ün bir resmi vardı Buğday tarlası gibi ağardı
Atatürk'ün bir saati vardı Durmadı. MELİH CEVDET ANDAY//
Şiirlerinizle; söylemek istediklerimizin dili,duymak istediklerimizin kulağı oluvermişsiniz.Ölümsüzlere yas tutulmaz.Atatürk;Türk'ün tarihinde ve gönlünde ebediyen yaşayacaktır.Ölümsüzdür. ATAM seni,saygıyla,sevgiyle,şükranla,gururla anıyoruz.Ruhun şad olsun. Anlamca derin,şiirlerinize tebriklerimle.Saygı ve selamlarımla.
Sami Hocam, Atatürk'ümüz gönüllerimizde her daim yaşayacaktır. Ve yolunda, yılmadan daha ileriye umutla bakabilmek için ilkeleri bize yeter de artar. ssizi tebrik ederim. Saygı ve selâmlarımla...
TÜRKÜM, DOĞRUYUM, ÇALIŞKANIM( NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE)
Bendeniz türk kızıyım, ismim Asena Elif Senelerdir çağlıyor, yüreğimdeki ülküm İlmek ilmek örülmüş, bedenimdeki her lif Sonradan olma değil, anadan doğma TÜRKÜM
Ben sevdama sarılır, dururum her daim dik Neylersin değişemem, benimde budur huyum! Başımı hiç eğmedim, boşuna açma gedik Yolumu şaşırmadım, kalem gibi, DOĞRUYUM
Nice şehitler verdik, zafere ermek için Feda olsun ülkeme, damarımdaki kanım İsteme olmam tembel, gençte tembellik niçin Her gün ezber ederim, bilesin; ÇALIŞKANIM
Küçüğümü korudum, büyüğümü hep saydım Yine korur sayarım, öleceğimi bilsem Yurdumu milletimi, özümden üstün kıldım Ne kadar silip atsan, budur yegane İLKEM
Yükselip ilerledik, önderimiz ATATÜRK Çanakkale marşıdır, ağladığım tek türküm Zafer yine bizimdir, kalsa bile en son Türk Asırlarca sürecek, türklükteki bu ÜLKÜM
Gösteriğin hedefte, yürürüz hiç durmadan Yazıklar olsun derim, ey Türklük ne bilmeyen! Varlığım armağandır, durmaz kanım akmadan Yüreğimde şahlanır, NE MUTLU TÜRKÜM diyen!
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.