çıplaksın aklımın her köşesinde.
o kadar güzelsin!
binlerce ben işlenmiş sırtından inerken ,dipsiz bel çukuruna
beyazlığına teninin ,
gülen yüzlü
çocukların çilleri düşmüş
kızıl
kahve bir sonbaharda saçların
uzayan bir
hüzünde ,
omuzlarında
o kadar güzelsin!
Yapraksız bir ağaç gibi titrerken ,
özlemimin sesinde
Gözlerin nefesimde dalgalanan bir deniz
Gözlerin ufkun gerisi
Bilinmezi tüm bildiklerimin .
Kirpiklerine takılırken küçük sandallarım
Düşen gözyaşlarını izleyecek takatim yok bileklerine
Yan dur bana,yüz çevir
Sessizliğne yakışan duruşuna
Nazlı bir
bebek bakışına dayanmaz belki kalbim
çıplaksın aklımın her köşesinde
o kadar da güzelsin!
bu koku ;
mis bir katık sıcaklığı,buğulu bir harem nemi avuçlarında.
Çıplaksın!
ötesi yok ,
örtünsende ipek şallarla ,allı pullu yorganlarla,
söndürsen nefesinde ışıklarını
önce şehrin sonra gönlümün,
örtünemezsin.
Gözlerim incecik bir yalnızlık
savaşçısı ,
niyetım bozuk belki,
:
şeytan dediğin o çapkın belki akıl verdi ,
nerden bilirsin..
Utanmak yok...
sen kalabalık haremlerimin ,
beyaz zambak kokulusu...
sen tüm ordularıma can veren...
vatanım ,ahım,gunahım.
Utanmak yok.
Dedikya içerken baş başa
Dokundukça en güzel yerlerine mazinin
Uzun “Ahh!”lar gerildi kaldı iki
gönül arasına
Sen inandıkça anlattım
Kızardı yanakların
Utanma sevdiğim
Dedikya ;
insan utanırmı bunca güzellikten.
.....çıplaksın aklımın her köşesinde...
O kadar güzelsin...