geceye karışırken soluklarımız;
bir küfürdü gözlerin geceye isyan eden;
yolunda saklanıyordu hayatın çığlıkları;
sen yorgunluğunda günün;
dilin lal ....
gecenin uykusuzluğunu taşırken bedenin ,
belkide bir rüya arasında soluklanıyorsun;
rolünün gerçekliğinde
gecenin kör gözlerinde yansıyan evlerin ışıkları seyrederken bizleri

yırtık bir ay bedenini sarmalarken;
kör bir tenekeden yansıyan alevlere
uzatıyorum ellerimi...
bir kurşun ağırlığında uykuları vururken sen ;
bir nefes alımı tazeliğinde
bir düş ışığının aydınlığına koşarken ;
pusu kurulmuş yalnızlıklarımın içinde
gittikçe kayboluyorum sevgili;
iki nefes arası gurbeti saklanırken içimizde
kayıp saatlerin hayatımıza yansıması düşmüyor ;
dudaklarının kenarına bir kere ayrılık bulaşmış gülüm ....

yalnızlığımı aldım yanı başıma
bir kadeh onun önüne koydum bir kadehte kendime....
hayatı aldattık bu gece yalnızlığımla....
sen yoktun ....
sahiden neydi düşlerimize gercekliği bulaştıran.....
sen aşkı yaralı ;ben sana sevdalı
sana yaklaştıkça ;
neden bir o kadar uzaklaşıyorum senden ?