5
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2533
Okunma

Güz yağmurlarından sabah alacasına
İğde kokulu saçlarında uyanırdım
Bir melek gibiydi, hoyrat elleriyle
Şimdi o iğde kokulu kız, hangi rüzgârların koynunda
Yine örer mi saçlarını sabah serinliğinde
Ege kıyıları şahidimizdi, gülüşlerimizin sesine.
Gizlerin içinden kurardık cümleleri
Hangi geçmişin, hangi gidişin vurgusu bu kadar derinden
Dilimde Can Yücel’den bir şiir, Didim’de bir akşamüstü
Mustafa Erenle, birlikteyiz, turistler bakıyor bize
Birden, sen gelip geçiyorsun ıslığımdan
Sevincimi alıp koşuyorum sana
Sitemli bir göz, ve kırgın bir yüzle bakıyorsun bana.
Şimdi anlıyorum,
Goncayken gül, daha çok kokar derinden
Meğer ellerinmiş, aşkımızın duvarlarını sessizce ören
Sorguladım; Her gece kendimi geçmişin çemberinde
İçimde, sevmeye yargılı binlerce umut
Bir tutam aşka yaklaşmanın ne demek olduğunu
Daha yakından tanıdım, acıların siyah sözlü olduğunu.
Bana göre aşk, aramızda kaybolan iki hece
Sana göre- bir hiçtir, sadece.
Nuri Dağdelen
20/10/2013
5.0
100% (5)