Haber salmış gelsin diye
Geliyorum yavaş yavaş
Dökülüyor gözlerden yaş
Siliyorum yavaş yavaş

Talan bahçe viran bağı
Bulamadım aşa yağı
Ferhat gibi koca dağı
Deliyorum yavaş yavaş

Kesildi sözü selamı
Aldılar gözü elamı
Gezdiğim başa belamı
Buluyorum yavaş yavaş

Ortağım sevda suçuna
Bakmam beşine üçüne
Cennet gözlerin içine
Doluyorum yavaş yavaş

İmrendim ele bakıncım
Bitmiş inancım güvencim
Tükendi bitti direncim
Yılıyorum yavaş yavaş

Hasretim suya sulağa
Yeşil yaylıma yaylağa
Yalım döküldü yalağa
Yalıyorum yavaş yavaş

Kapında itim köpeğim
Bitti kesildi kepeğim
Bayattır kuru ekmeğim
Bölüyorum yavaş yavaş

Boş koydular kucağımı
Soğuttular sıcağımı
Sapı kırık bıçağımı
Biliyorum yavaş yavaş

İşte geldim bu yaşıma
Erişemedim aşıma
Artık yalnız bir başıma
Kalıyorum yavaş yavaş

Ciğerim köze dağladım
Özümü söze bağladım
Yetti gülüm çok ağladım
Gülüyorum yavaş yavaş

Gezmedin dağım taşımı
Azdırdın yürek coşumu
Hergün saçımı başımı
Yoluyorum yavaş yavaş

Kurt daladı koyunumu
Felek büktü boyunumu
Kılçıklı arpa unumu
Eliyorum yavaş yavaş

Gurbet el bana yurt gibi
Ayrılık başa dert gibi
Acıkmış bir aç kurt gibi
Uluyorum yavaş yavaş

Şikayetim felek duya
Yaşamadık doya doya
Sırtımdan keçeyi suya
Salıyorum yavaş yavaş

Dolaşırım boş karın aç
Tarla susuz toprak kıraç
Ayrılığa yokmuş ilaç
Soluyorum yavaş yavaş

Akar coşkun bahar seli
Şekerdir gülümün dili
Bir güzel uğruna deli
Oluyorum yavaş yavaş

Yeller savurdu külümü
Ellere verdim gülümü
Sevdalı susuz çölümü
Suluyorum yavaş yavaş

Ayrılık hasreti çetin
Kuluyum gamzesi çiftin
Nazlı gülümün kıymetin
Biliyorum yavaş yavaş

Belalı baş bükük boyun
Oynanmaz felekle oyun
Olmuşum kurbanlık koyun
Meliyorum yavaş yavaş

Dedesultan sevgi huzur
Gül yüzlünde eyle zuhur
Su ısındı kefen hazır
Ölüyorum yavaş yavaş