3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1660
Okunma

Karanlık bir ay, hain bir gece,
Kan kokusu sinmiş ıslak sokaklar,
Elinde hançerle gezen zalim ihanet,
Delik deşik olmuş masum sevdalar
Bir yanda gönül yangınları,
Bir yanda emek vurgunları
Ve sevgiye hasret, zulme müebbet küçük bedenler
Ayaklar altında çiğnenmiş umut sürgünleri...
Her âşığını yok eden meş’um bir kadın gibi,
Taşından, toprağından kıpkızıl şehvet sızan
Ve yağmurlarında binbir mel’anet yağan
Kara dul misali, bu dünya güzeli, fakat merhametsiz şehir
Yine kanına girilirken tertemiz bir sevdânın, yemyeşil bir ümidin
Ve yine yıkılıp giderken, sokakların yuttuğu minicik bir yürekte
Pembe baharlar açmış bir elma ağacı,
Bir zâlim sükût olacak geriye kalan
Ve çirkin bir inkâr sadece,
Hep aynı hayâsız masaldır şehrin anlattığı
Bu binbirinci gece...
Bizansın taçlı fahişelerinden kalma bir utanmazlık mı,
Kızkulesi efsanesinin zâlim hüznü müdür,
Lâle devri rehavetinin dönüştğü umursamazlık
Ve o devrin şairini damlarda ölüme kovalayan hoyratlık,
Topkapı Sarayında, Sultanlardan kalma entrikalar
Ya da Yedikule zindanlarından yükselmiş bir feryattaki çaresizlik
Ve o feryadın ardındaki insafsız zulüm mü,
Havasında asılı kalmış bu ihanetler dokusu,
Onlardan mı yâdigâr, şimdi şehri saran şu biber gazı kokusu?
Kaç saltanat görmüş bu koca şehir,
Ve kaç ihanete kurban vermiş onca saltanatı,
Kimi kader mahkumu, kimi gurbet mahkumu, kimi sevda mahkumu
Nice açmadan dökülen gonca
Ve nice boşa gitmiş ümit, boşa yanmış gönül
Bu kubbeler,minareler ve ihanetler diyârında
Nice yangınlardan kalma bir avuç kül...
.......O şimdi, kurumuş, dökülen zavallı bir gül...
Bir gül ki,z âlim bir hayatın ortasında yapayalnız...
Hoyrat ellerde incitilmiş, solgun...
O, sokağa düşmüş bir asilzade; bitkin, yorgun
Ve hiç yok edilemiyen asil bir güzellik ki;
.......Kendi kaderine dargın...
Oysa İstanbul da özlemiştir şimdi bilirim,
’bir gevher-i yekpâre’ olduğu Sâdâbat günlerini
Özlemiştir bilirim, güneşin huzur saçtığı sabahları,
Bu günahsız şehrin midir, tüm günahkârların tüm günahları? ..
Her âşığın, sînesinden bir güzelliği hoyratça kopartıp aldığı
Yaşlanmış ve kirletilmiş bir dünya güzeli ki,
Süslenmeyi unutsa da artık, eski bir alışkanlıkla her sabah
Saçlarını, Boğaz rüzgârlarıyla taramaktadır,
Belki de, sadece
Bir vefâ aramaktadır...
Ünal Beşkese
5.0
100% (4)